Quantcast
Channel: Kendisi İnsan
Viewing all 50 articles
Browse latest View live

Bloglandım~ Her şeyin bir ilki vardır ;)

$
0
0


Hiçbir zaman facebook'u olmamış ve artık msn'e neredeyse hiç girmeyen bir insan evladının blog sahibi olması çok absürt bir durum mu sizce? Bana biraz tuhaf geliyor açıkçası, alışması zaman alacak sanırım :) Peki o zaman bu iş nasıl oldu? Gelin anlatayım:

Son zamanlarda feci bir şekilde Kore sineması ve televizyonunu takip etmekteyim. Bunun sonucu olarak internette yaptığım sayısız araştırmalardan pek çoğunda Kore film ve dizileri hakkında bloglara rastladım ve inanılmaz bağımlılık yaptılar. Bu blogcu şeker insanlar bir de kendi aralarında arkadaş olmuşlar ve birbirlerinin bloglarına yorumlar yazarak paslaşıyorlar. Acayip canım çekti ve yazdıkları yazılara yorum yapmak istesem de kendimi bir yabancı gibi hissettim ve kendimi tuttum. Ama bir yere kadar di mi :) Benim de söyleyeceklerim var, ben de insanım (bkz. kendisinsan).

Kore sinemasıyla ilgili forumlar da mevcut tabi ama benim gibi çenesi düşük bir insanın söylemek istediği şeyler için bir forum mesajı çok küçük gelir ve sanırım kendime ait bir alanı hak ediyorum :) Kısacası bu blogda Kore filmleri ve dizileri, animeler, okuduğum güzel kitaplar ve aklıma esip de paylaşmaya değer bulduğum diğer şeyler hakkında yazılar yazmayı planlıyorum. Kimse okumasa bile amaç içimi dökmek bir nevi. Kendime başarılı bloglar diliyor ve ilk yazımı nihayet burada sonlandırıyorum :)


9 Kuyruğunda 9 Marifet!

$
0
0

Son günlerde bir 9 kuyruk furyasıdır gidiyor :) Şikayetçi miyim? Kesinlikle hayır :) Romantik komedi tarzında Kore dizileri ve filmleri izlemeye alışmış bünyem "Kız Arkadaşım Bir Gumiho" ismini duyunca hiç oralı olmadı. Fantastik herhangi bir şey izlediğimi hatırlamıyorum Kore yapımı. Ama her yerde övgüleri okuyunca merak ettim nasıl bir şeymiş diye ve iyi ki de merak etmişim. Cidden inanılmaz eğlenceli bir dizi!

Elimizde bir adet en şekerinden "gumiho", bir adet sorumsuz ama sevimli oğlan çocuğu, bir adet evlenememiş hala ve onun tuhaf bir ilişki yaşadığı bir adet yönetmen var. Bunları bir araya getirince yanına harabuciyi (dede), nunayı (abla), ne idiğü belirsiz emoya benzeyen gumiho avcısını ve okul arkadaşlarını da ekleyince ortada bu dizi çıkmış.


Peki nedir bu "gumiho"? Bilmeyenler için açıklayalım. Gumiho, Kore efsanelerinde geçen ve 9 tane kuyruğu olan bir tilki. İnsan formuna dönüşebiliyor fakat hayvan doğası aynı kalıyor. Efsaneye göre bir tilkiyi andırması ve hayatta kalması için insan kalbi yemesi gerekiyor. Erkekleri ayarttığı ve karaciğerlerini yediği de söylentiler arasında. Ama Uri Gumiho hiç öyle şey yapar mı? Kendisi oldukça insancıl, zaten amacı da insan olmak.


Bizim Mi Ho'nun bazı özellikleri:
- İnek etini çok sevmesi
- Özellikle boncuğu onda değilken sudan korkması
- Krem, diş macunu, duş jeli gibi ürünlerin tadını beğenmesi
- Hızlı koşması
- Havanın açık olduğu günlerde ağladığında yağmur yağması
- Hoi hoi yapmayı çok sevmesi
- Baloncuklu suya (soda) bayılması -et yedikten sonra mutlaka içer
- Gamzelerinin olması :)
- Üzüldüğünde, sinirlendiğinde tilkiye dönüşmeye başlaması
- Uçabilmesi (yerden yükselmek anlamında)
- Uzaktan bile kulaklarının iyi duyması
- Ay çıkınca kuyruklarının ortaya çıkması

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Müthiş di mi :) 9 kuyruğunda 9 marifet diye boşuna demedik. Bu özelliklere bir de şu tatlı surat eklenince ortaya cidden insan üstü bir varlık çıkıyor.

Herkes gibi ben de halayla yönetmene bayıldım. İnanılmaz komikler, özellikle yönetmenin tavırlar beni öldürüyor. Sırf onların olduğu sahneler birleştirilse feci bir komedi filmi ortaya çıkar :)


Diziyi gerçekten çok beğendim. İlk defa bir Kore dizisini erkek oyuncuya değil bayan oyuncuya hayran kalarak izliyorum :) Benim datlu kızımın "Woong'a" deyişine bak, yerim seni! Maşallah ya, Allah nazarlardan saklasın Shin Min Ah'mızı :)

Searching for the Elephant ~Depresyon, Çöküş, Arzu...

$
0
0



S
E
A
R
C
H
I
N
G

F
O
R






T
H
E

E
L
E
P
H
A
N
T


Soldan sağa 3 ana karakterimiz:

Hyun Woo(Jang Hyuk),Min Suk (Jo Dong Hyuk), Jin Hyuck(Lee Sang Woo)

Hyun Woo;şizofen bir serbest fotoğrafçı
Min Suk;seks bağımlısı bir estetik cerrahı
Jin Hyuck;aldatan bir finans uzmanı

Hikayemiz bu üç yetişkin adamın yaşadıkları üzerine kurulu. Fil arayışı (Searching for the Elephant) nerede işin içine giriyor diyorsanız bunlar çocukluk arkadaşı oldukları için küçükken birlikte hayvanat bahçesine gitmişler ve orada yaşadıkları olay (filmde ne olduğu anlatılıyor) onları bir boşluğa ve karamsarlığa itmiş. Sonrasında da hepsi farklı şekillerde bunun etkisini görmüşler. Davranışların altında yatan ruh halini anlayabilmek için "çocukluğa inme" durumu yani bir nevi.

Şunu belirtmeliyim ki film yetişkinlere göre yapılmış. Sadece müstehcen sahneler içermesi ve oyuncuların sürekli küfür etmesinden dolayı değil ayrıca insanın psikolojisini alt üst eden kanlı sahneler de var. Çok fazla etkileneceğinizi düşünüyorsanız izlemeyin.

"Searching for the Elephant" filmi defalarca karşıma çıkmasına rağmen gerek Türkçe alt yazısının bulunmaması gerekse alıştığımız Kore filmlerinin aksine çok fazla cinsellik içermesi açısından izlemeyi hep ertelediğim bir film oldu. Sonunda sevenlerin kavuştuğu romantik filmler izlemek eğlenceli tabi ama malum hayatta her şey güllük gülistanlık değil ve her ne kadar biz izlediğimiz cicili bicili Kore filmlerinin/dizilerinin etkisiyle Korelileri masumca aşklar yaşayan saf insanlar olarak kafamızda canlandırsak da işin aslının hiç de öyle olmadığını görüyoruz bu filmle.

Kore'de estetik ameliyatın çok yaygın olduğunu duymayan yoktur. En ünlüsünden ev hanımına kadar bıçak altına yatmamış insan sayısının gittikçe azaldığı bir gerçek. Hayatlarından memnun, kendileriyle barışık insanlar bunu neden yapsın ki? Film işte bunu da gözler önüne seriyor: Herkesin farklı takıntıları vardır.

Filmle ilgili spoiler içermeyen kendi yorumuma gelecek olursak:
Öncelikle oyunculukları çok beğendim özellikle de Jang Hyuk psikopat karakterini çok iyi canlandırmış. Hayal dünyasının betimlemeleri bir harikaydı. Ayrıca Hyun Woo'nun kız kardeşi, Min Suk'un eşi rolündeki  Lee Min Jung'un performansı da göz dolduruyordu. Ana karakterlerimizin çocukluktan beri yakın arkadaş olmalarına rağmen birbirlerine aslında hiç de bir faydaları olmaması ve çok farklı karakterlere sahip olmaları insana "dostluk" olgusunu sorgulatıyor. Biz arkadaşlık kurarken karşımızdakini olduğu gibi kabul etmeye ne kadar hazırız  ya da onlarda hoşumuza gitmeyen bir davranış gördüğümüzde onları o şekilde kabullenebiliyor muyuz? İki arkadaşımızın da haksız olduğunun farkındayken hangisine destek olmayı seçeriz? Sevdiklerimizin hayatının mahvolmasında bizim payımız ne kadardır? İşte bu sorular filmi izledikten sonra beynimi kurcalamaya başladı. Hep derler ya "Hayat birler ve sıfırlardan ibaret değildir" diye işte bu sözün bir örneği daha Searching for the Elephant filmi. Haklı ve haksızın birbirine karıştığı, kimsenin tarafını tutmaya insanın içinin razı olmadığı bir yapım. Ama yine de belirteyim ki benim favorim Jin Hyuck karakteriydi :) Daha fazla film hakkında konuşmak istemiyorum, izleyin ve yorumunu siz yapın. Bu arada filmin giriş sahnesi sonuyla bağlantılı, izlerken dikkat edin. Umarım beğenirsiniz :)

İzlemek isteyenler benim çevirdiğim Türkçe alt yazıyı burdan indirebilirler. Yakında online izlemek isteyenler için sitelere de eklenecektir, o zaman onun linkini de eklerim. Müzik videosunu da ekliyorum ama filmi izledikten sonra izlemeniz daha iyi olacaktır. Videoyu izleyip de film komple cinsellik üzerine kurulu diye düşünmeyin, anlatılan hikaye oldukça etkileyiciydi.


Videodaki parçayı çok beğendim, indirmek isteyenler için linki:

Kore Sinemasında Gumiho Etkisinin Başlangıcı: ~Tilki Kız~

$
0
0

Haftalar önce yakında Gumiho'yla ilgili bir yazı yazacağımı söylemiştim. Bir kere de yapacağım dediğim şeyi zamanında yapsam şaşarım zaten. Artık blogumda "şu hakkında yazacağım, bu hakkında yazacağım" dediğimde inanmıyorsunuzdur herhalde :D Bu yazım Gumiho'yla ilgili olacak evet ama hangi Gumiho'ya niyet hangi Gumiho'ya kısmet :P Bu seferki 1994 yapımı Jung Woo Sung'un oynadığı bir film.

Filmin konusundan biraz bahsedecek olursak: 

Cehennem'den biri 999 yaşındaki son "Tilki Kız"ı yakalamak için dünyaya gönderilir. Eğer Tilki Kız (Harah) 1000 yaşına basmadan önce bir insanın ruhunu emerse insan haline dönüşecektir. Harah günün birinde, gasp edilen Hyuk'un hayatını kurtarır ve onu iyileştirir. Zamanla ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar ve canını almak konusunda karasız kalır. 



Bu Gumiho'da da boncuk olayı var.


 Woo Sung'un gençliğine bakın :)


Haşin delikanlı :P


Evlerden ırak bir adet Gumiho ph34r

Filmle ilgili yorumuma gelecek olursak: 

Açıkçası izlemeyen bir şey kaybetmez. Eski Kore sinemasını tanımak ve Woo Sung'un ilk filmindeki oyunculuğunu görmek adına izlenebilir. Filmde cehennemden gönderilen ajanın saftrikliği güldürüyor hehey Eskiden Kore erkekleri şimdi dizi ve filmlerde gördüğümüz gibi değilmiş, onu fark ettim. "Kodum mu oturturum" olayı mevcut oleyo Haşin Koreliler sırıtma

Ek olarak buradaki gumihomuz pek şeker değil. Tilkiye dönüştüğü bir kaç sahne var, korkunç bir hale geliyor. Allah'ım...! Evlerden uzak! Rüyama girecek gece gece ph34r 



Filmi izleyenlerin Jung Woo Sung dışında gençlik yıllarını görebilecekleri tanınmış oyuncular:


Ahn Suk Hwa


Kwon Hae Hyo

Diğer oyuncular da sonrasında pek çok film ve dizide oynamışlar ama ben tanımıyorum o nedenle eklemedim. Bu arada eklemek için Ahn Suk Hwan'ın resmini ararken annem geldi ve dedi ki "Çıtayı baya düşürmüşsün!" :D

Unutmadan şunu da belirteyim film bazı sahnelerde çıplaklık içeriyor. Bariz rahatsız edici görüntüler değil ama belirtmekte yarar var. 

Aslen 2000 öncesi filmleri eski bulur ve izlemem, hatta -Sinema & TV okumakta olan- kardeşim beni bu konuda çok eleştirir. Eski filmlerin sanatsal değeri yüksekmiş vs vs ... sırıtma Onun söylediklerini pek takmasam da bu film gerek satır sayısının az olması gerekse Jung Woo Sung'un ( wub ) ilk filmi olması dolayısıyla beni cezbetti ve çevirmek kaçınılmaz oldu. Woo Sung o zamanlar 21 yaşlarındaymış, izleyince anladım ki bu adam yaşlandıkça güzelleşiyor   

İsteyenler sarangni'den altyazıyı indirebilirler (TIKLAYIN). İzleyecek olan herkese iyi seyirler dilerim Smile

NOT: Blogum için ayrı yazı yazmadım nasıl olsa aynı kapıya çıkacak. Sarangni'de yazdıklarımı kopyala-yapıştır yaparak biraz da düzenleyip resimlerle süsleyerek bu yazıyı oluşturdum :)

NOT-2: Gumiho deyince artık aklınıza Shin Min Ah gibi bir şekercik gelmesin zira oldukça ürkünç versiyonları da mevcutmuş.

Ne ??? Jang Hyuk evli mi? Ottuke?!

$
0
0

Şu an şoklardayım!!! Biri bana tokat atsın. Cümleleri nasıl kuracağımı bile bilmiyorum. Daha geçenlerde Sermin'le bu Koreli erkek oyuncular evlenecek de biz de göreceğiz muhabbeti yaparken "bırak Kim Jae Wook'u daha Jung Woo Sung ve Jang Hyuk evli değil, adamlar 30'u geçeli yıllar oldu" gibilerinden bir laf etmiştim. Jang Hyuk çok sevdiğim ve kesinlikle oyunculuğunu mükemmel bulduğum aktörlerden biri ama özel hayatına dair hiçbir bilgim yoktu, tesadüfen karşıma çıktı. Yok dedim herhalde oynadığı bir dizi ya da filmdeki evlilik haberi. Yazımı okuyanlar için bu bilgi çok ama çok eski olabilir ama ben yeni öğreniyorum:

Jang Hyuk evli ve iki çocuk babası!

Şimdi biraz gelin hanımdan bahsedelim. Adı Kim Yeo Jin (Kim Yuh Jin), Jang Hyuk'tan 2 yaş büyük ve pilates öğretmeni (dansçı olduğu da yazılmış bazı kaynaklarda). Hatta 2002 yılında Jang Hyuk pilates kursuna katıldığında tanışmışlar. 40 kadın arasında pilates kursunda tek erkek Jang Hyuk'muş o zamanlar. 40 erkek arasında tek kadın da olsa o kadının dikkatini çekecek kişi yine Jang olurdu orası ayrı mesele :) Ayy ben bu adamı çok seviyorum, çok saftrik bir tipi var. Dişlekliği yakıştırdığım bir kaç kişiden biri. Allah mesut etsin Jang'cığım :D Çukahe! Kim Yeo Jin'e de büyük bir alkış, sevdiği adamla evlenmek için 6 yıl beklemiş ve Jang'ın söylediğine göre özellikle askerlik dönemlerinde ona çok destek olmuş.

Bu arada biraz dedikodu :) Eşiyle (kaynakta "long-time girlfriend" diyor, uzatmalı sevgilisi mi demeliyim :P) ilk bebişleri doğduktan 4 ay sonra evlenmişler. Bu konuda Jang Hyuk "Evlilik hayatımdaki önemli bir olay , aynı zamanda hem heyecanlı hem tedirginim. Bebeğimiz olduktan sonra evleniyor olmaktan biraz utanıyorum ama böyle olması evliliğimize daha da anlam katıyor. Sevgili eşim için iyi bir koca olarak, çocuğum içinse iyi bir baba olarak onlara mutlu bir aile sunmak için iki kat daha fazla çalışmam gerektiğinin farkındayım" demiş. Medyaya kapalı bir düğünde evlenmişler ama 2 fotoğraf paylaşmışlar. Hemen ekliyorum :) Gelin pek belli olmuyor ama idare edeceğiz.


4 ayda iyi kilo vermiş :)


Evlilik öncesi çocuk sahibi olarak pek geleneklere uymamışlar ama geleneksel fotoğrafları da eksik olmamış ^^

Five Senses of Eros filminde Jang'ın şöyle bir repliği vardı, dikkatimi çektiği için aklımda kalmış (gerçi cümle tam olsun diye tekrar baktım ama):

"Evlilik... Bir çiftin seks yapmaları için toplumsal izin almaları."

Bebek olayı araya girince fikir değişti anlaşılan :) Gerçi filmdeki repliği kendi görüşlerini yansıtacak değil ama onca yıl bekleyip bebek haberinden sonra evlenmeye karar verince insan herhalde "evlilik" hayat planlarına ters diye düşünmüyor değil. Askerden geldikten sonra evleneceğini belirtmiş aslında ama döndükten 2 yıl sonra filan evlenmişler. Her halükarda Allah bir yastıkta kocatsın :P

Daha geçenlerde şu aşağıdaki resme rastlamış ve "Allah'ım!!! Ne tatlılar. Senin de bir tane bebeğin olsa fena mı olur Jang" diye kendi kendime düşünmüştüm, meğer 2 çocuk babasıymış zaten adam.

Çocuk sahibi olunca erkeklerin fiziklerinin bozulmaması iyi oluyormuş :P
Töbe töbe, evli adama da asılmak olmaz ki ama şimdi :D


İlk bebekleri doğmadan önce adını Tae Hee koyacaklarını söylemiş Jang Hyuk.
Tae --> Büyük, Hee --> Neşeli anlamına geliyormuş. Jang bebekleri Tae Hee'nin adı gibi bol bol güleceği neşeli bir hayatı olmasını temenni ettiğini belirtmiş. "Bir an önce doğmasını ve onu kucağıma almayı istiyorum" demiş ^^

İlk çocuğunda çok heyecanlı olduğunu ve pek çok hazırlık yaptığını, hangi ismi seçeceğini çok düşündüğünü hatta doğmamış bebekle konuşmaya çalıştığını (kiyopta!!!) söylemiş ve eklemiş Jang "İşlerimin yoğunluğu dolayısıyla ikinci bebeğimizle ilgilenecek hiç vaktim yok ve eşime karşı kendimi kötü hissediyorum".

Düzeltme: Çocuklarının ikisi de erkekmiş, okuduğum kaynakta yanlış bilgi varmış. bunusevdim'in tavsiyesi üzerine Jang Hyuk'un katıldığı Happy Together programını izleyince öğrenmiş oldum. Daha fazla detay bilen varsa paylaşsın lütfen :)

Unutmadan Kore'ye gidince ilk iş ne yapıyormuşuz? En yakın spor salonunda pilatese yazılıyormuşuz :D

Daniel Henney ve Altın Oran (φ)

$
0
0

Blogumu takip edenler aşağı yukarı bilir, çeşitli zamanlarda farklı şeyleri takıntı haline getiren biriyim. Blogu açtığımdan beri önce Kim Hyun Joong (dolayısıyla Playful Kiss) sonra Jang Keun Suk (dolayısıyla Marry Me, Mary)takıntıları olarak sizlere yansımış. Bu obsesyon olayından en son nasibini alan Daniel Henneyoldu. La Fea'nın tavsiyesi üzerineMy Name is Kim Sam Soon'u izlediğimden beri "Danny!!!" diye kafayı yer vaziyetteyim. O kadar ki oturup Fugitive: Plan B'yi izliyorumRain'in tüm salakça çapkın hareketlerine ve dizinin yarısının kovalamaca sahnelerinden ibaret olmasına rağmen. Hatta bahsi açılmışken beğendiğim kamera arkası görüntülerini paylaşayım dizinin:


Tabi ben bu fotoğrafları görünce "Hooopp!!! Ne oluyoruz?! Lee Na Young'dan korkarken şimdi bir de Rain'den mi sakınacağım Danny'mi?" diye gıcık oldum :D 

Konuya dönecek olursakDaniel Henneyile ilişkimiz bir kaç aydır sürüyor, yani daha çok yeni :) Yakında sıkılır mıyım bilmem ama şimdilik mutluyuz :P

Şimcik asıl meseleye bir giriş yapak. Bahsetmek istediğim şey altın oran yani fi (φ) ve geçmişten günümüze altın oranın güzellikle olan ilişkisi. Herhangi bir kaynaktan alıntı yapmadan kendi bilgilerimi sözcüklere aktarıp anlatacağım sizlere. İsteyen gugıllayıp daha ayrıntılı bilgi edinir.

Altın oran, aslen peş peşe gelen iki Fibonacci (Fibonaççi diye okunur) sayısının birbirine oranıdır. Leonardo Fibonacci (Pisa'lı Leonardo) ortaçağda yaşamış olan İtalyan bir matematikçi ama seyahatleri sırasında Hint-Arap rakamlarını öğreniyor ve bu rakamlarla işlem yapmanın Roma rakamlarına oranla çok daha kolay olduğunu keşfediyor. Liber Abaci adlı kitabında Fibonacci Serisi diye adlandırılan bir örüntü ortaya atıyor. Örüntünün çıkış noktası 1 erkek 1 dişi tavşanın çiftleşmesi sonucu her ay ortaya çıkan toplam tavşan sayısı. Fazla ayrıntıya girmeyeceğim, ilginizi çekerse Tübitak Yayınları'ndan "Bir Sayı Tut..." isimli kitabın 2. bölümünü okuyabilirsiniz. Güzel kitaptır, tavsiye ederim :)


Kısacası serimiz şu şekilde ilerlemektedir:

1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55...

İlk 2 terimden sonraki her terim kendinden önce gelen iki terimin toplamı şeklinde yazılabilmektedir. Belirttiğim gibi iki Fibonacci sayısının oranı sonsuza gittikçe altın orana yakınsarφ=1.618033988749894...

Altın Oran (φ), Pi (π) sayısı gibi noktadan sonra sonsuz tane basamağa sahip  yani irrasyonel bir sayıdır. Doğada, sanatta ve mimaride altın orana sıkça rastlanır ve yapılan araştırmalar göstermiştir ki altın orana sahip nesneler gözümüze güzel gözükür. İnsan yüzü için bir altın oran maskesi geliştirilmiştir. Maskeyi yazıma ekliyorum ki kaydedip istediğiniz fotoğraf üzerinde deneyin. Uzantısı png olduğundan herhangi bir fotoğraf düzenleme programı yardımıyla maskeyi orantılayıp dilediğiniz bir fotoğraf üzerine yerleştirebilirsiniz.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere ben maskeyi Daniel Henneyüzerinde deneyip adamın kesinlikle güzel olduğunu bilimsel olarak kanıtladım :P Tamam göz ve kaşları tam oturmadı ama o kadar da olur. Hem neredeyse en kötü resimlerini seçmem gerekti çünkü maskeyi yerleştirmek için kameraya düz bakıyor olması gerekiyordu. Buyrun kritiğini siz yapın olmuş mu olmamış mı :)



C.N. Blue'nun Voice albümünden "One of a Kind" parçasını kendisine ithaf ederek yazımı sonlandırıyorum :)


Adamın dudağının sağ kenarındaki gamzesi bile yeter :P
Benim kadar gamze manyağı bir insan var mı aceba :)

NOT: Altın oran hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için bir kitap tavsiyesi daha: "Doğada, Sanatta, Mimaride Altın Oran ve Fibonacci Sayıları". Nobel Kitabevi tarafından basılmış ve Prof. Dr. Fikri Akdeniz tarafından yazılmış bolca görsel içeren minik bir kitapçık.

Sonlandırıyorum dedim ama durun şu Bravo dondurma reklamını da ekleyeyim.
Ya bu adam ne şeker ^^ Çok deli hareketleri var :D
Yok yok ondan bıkmam ve yeni aşklara yelken açmam mümkün değil :)



Son olarak (bu sefer gerçekten son) bir ara metroda filan yayınlanan "Hi Seoul" reklamı vardı bilmem göreniniz oldu mu ama Seoul festivali için tanıtıcı bir reklam işte. Onun yerine şu tanıtım bence çok daha fazla insan çekerdi :D

İZLEMEK için TIKLAYIN

Jung Woo Sung Değil Benjamin Button Mübarek!

$
0
0

Jung Woo Sung Duası:Allah'ım, bu yazımdan sonra sen beni Tarih'in gazabından koru yarabbim. Amin. Haydi bismillah başlıyoruz :)

Evet, aylardır beklediğim dizi nihayet başladı, hatta 4 bölüm Kore'de yayınlandı, ilk 2 bölümün İngilizce altyazısı, sonracığıma ilk bölümün Türkçe altyazısı çıktı, 2.si de yolda. (Durum raporu veriyorum sanki!). Hiçbir diziyi bu kadar çok beklememiştim hayatımda (Marry Me, Mary de buna dahil, zaten sonuç fiyasko). İnsan bir şeyi beklerken ister istemez beklentilerini de yükseltiyor zamanla. Gözünde daha büyük bir yere sahip oluyor o şey. Bende de aynı hesap, Athena'yı beklerken onu "The Goddess of Dramas" ilan etmiştim :P (esprim süper :D). Dizi beklentilerimi kesinlikle karşıladığı gibi bana "İşte bu ya! İris de bunun gibiyse ne çok şey kaçırmışım bunca zamandır" cümlelerini kurdurttu (daha ilk bölümden, düşünün). Tabii zevkler ve renkler meselesi, herkese hitap etmeyebilir ama benim için Jung Woo Sung bile izlemek için başlı başına yeterli bir sebep.

Azıcık dizinin konusundan bahsedeyim sonra yorumlarıma döneceğim. Alıntılıyorum konuyu:
Şeytani bir dahi tarafından yönetilen Athena adındaki bir terörist grup, Güney Kore'yi ve dünyayı tehdit eder.
Ulusal Güvenlik Ajansına bağlı özel ajan Lee Jung Woo, onların korkunç komplolarını bozmaya çalışır.
Şimdi bilin bakalım bu Lee Jung Woo kim? Hemen söylüyorum; Jung Woo Sung. Kısaca Lee Jung Woo Sung da diyebiliriz :P Peki "şeytani dahi" diye bahsedilen kişi kim? O da Cha Seung Won. Az sonra resimlerini ekleyeceğim. Şeytani dahi betimlemesi tam ona göre zira adamın tipine bakarak bile "kötü adam" olduğunu anlıyorsunuz. Mikemmel Korecem ile ifade etmek gerekirse "nappın namca". Gözleri fitne fesat saçıyor.


Yine alıntılarla ilerleyerek oyuncuları tanıtalım birazcık:




Lee Jeong Woo (Jung Woo-sung)

NTS (Ulusal Terörle Mücadele Servisi) altında Güney Kore istihbaratıyla çalışan özel bir ajandır. Lee Jong Woo, Ulusal Terörle Mücadele Servisi’ne transfer edilmeden önce Ulusal İstihbarat Servisi’nde çalışıyordu. 



Son Hyeok (Cha Seung-won)

Athena olarak bilinen terör örgütünün yüzü. Son Hyeok bir zamanlar CIA için çalışmış olup, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik bölümünün Doğu Asya şube başkanıdır. Teröristlerin global entrikasına karışır ve kendini Lee Jeong Woo’nun düşmanı olarak bulur. 



Yoon Hye İn (Soo Ae)

Yoon Hye İn,gizli bir örgütün casusluğuna ek olarak NTS’de çifte ajan olarak çalışmaktadır. Gizli bir ajan olmanın yanı sıra,Lee Jeong Wooile bir ilişki yaşayacaktır.



Han Jae Hui (Lee Ji Ah)

Yoon Hye İn’in meslektaşı, Han Jae HuiNTS’nin Avrupa şubesinde casus olarak çalışmaktadır.

Dizinin ilk bölümüyle ilgili önbilgi (spoiler) vermeyeceğim, sadece izlerken yaşadıklarımı anlatacağım. Videonun dakika sayacı 32 dk 15. sn'yi gösterirken karşıma yahşi bir delikanlıçıktı. Dedim "Abovv !!! Bu ?! Bu ?!". Gözlerim kamaştı, algılayamadım ilk anda. Videoyu dondurdum, inceledim. Evet ta kendisiydi; ilk aşkım <3 (Ya da ilk Koreli aşkım desek daha münasip olacak). Sonraki dakikalar her 5 sn'de videoyu dondurup ekrana sarılmakla, ciddi ciddi ellerimle ekrandaki görüntüyü severek ve "oyşşş" diye çığırmakla geçti. Kardeşim dedi "N'oluyor abla? İyi misin?". El-cevap:Nasıl iyi olayım ???!!! Kalbim yerinden fırlayacak! Allah'ım bana da bir Jung Woo Sung nasip et inşallah, maşallah, subhanallah. Amin! [@Merve: Anladın sen onu ;)]

Başlığımdan da anlaşılacağı üzere adam yaşlandıkça gençleşiyor! Benjamin Button yanında halt etmiş. Şimdi yanlış bir anlaşılmaya mahal vermeyelim litfen, Danny'mden vazgeçmiş değilim. Woo Sung ajussi (kendisine "oppa" demiyorum zira o Tarih'in oppası olur) benim için mazide kalmış tatlı bir anı :P Onu görmek bana nostalji yaşattı (biraz da kalp krizi, heyecandan).

Şimdi Athena 1. bölümden Jung Woo Sung görüntüleri (olabildiğince azaltmaya çalıştım ancak bu kadara indirgeyebildim). Bir de affınıza sığınarak söylüyorum ama ilk 2 bölümü 720p indirmeyen aklıma sıçayım. Neyse ki sonradan vahiy geldi de 3 ve 4'ü 720p indirdim :)






Saniye saniye Woo Sung'un burnunun ne kadar güzel olduğunu fark edişim:


Alttan bakınca daha iyi belli oluyormuş. O an bir aydınlanma yaşadım :P






İyi yakalamışım bu pozu, tam dudakları büzerken ^^

NOT: Jung Woo Sung'un bu saç stiliyle Hallyu akımına dahil olması gözümden kaçmadı değil. Ama ne yalan söyleyeyim yakışmış acuşşime ^^ Hyun Bin'den, Kim Hyun Joong'dan, No Min Woo'dan çok daha fazla yakışmış hatta bence :)


Bu adam rüyama girecek, kabusum olacak. Korkuyorum :/

Daniel Henney Röportajı: "Bir Koreli-Amerikan Olarak Michigan'da Büyümek"

$
0
0
Daniel Henney hayranlığım sürerken sizlere bir röportajını çevirmek istediğimden bahsetmiştim. Hayranlığım hala sürüyor, sadece odak noktam olmaktan çıktı o kadar. Söz verdiğim şeyi yerine getirdim ve sizlerle çok beğendiğim bir Daniel Henney röportajını paylaşıyorum. Yeni değil fakat daha önce hiçbir yerde duymadığım anılarını anlatmış olması açısından güzel bir röportaj. Daniel'ın rol aldığı X-Men Origins: Wolverine filminden sonra yapılmış yani 2009 yılında büyük ihtimalle. Cümle kalıplarını akıcı olması için biraz değiştirdim ve sokak İngilizcesi ile konuştuğu için ona uygun çevirmeye çalıştım. İzlemek isteyenler için videosu en altta.


Bir Koreli-Amerikan Olarak Michigan'da Büyümek

Daniel Henney:  Merhaba, benim adım Daniel Henney. Ben Michigan'daki fazla Korelinin olmadığı küçük bir kentten Koreli ve Amerikan aktörüm. Bunu bilmiyordunuz, değil mi?

Angela Sun (Sunucu): Carson Şehri, Michigan.

DH: Evet efendim.

AS: Kore'de çalışmaya başlama kararı almana ne sebep oldu?

DH: Amerika'da modellik yapmaktan sıkılmıştım ve Hong Kong'a gitme imkânım oldu. Benim gibi Michigan'ın bağrından kopup gelmiş biri için sanki Bruce Lee filminden bir sahne gibiydi. Çok güzel bir yerdi. Bir sürü insan vardı. İnsanlar, enerji çok heyecan vericiydi. Ve ilk günden o kadar meşguldüm ki havaalanındaki tuvalette üstümü değiştirdim. İnsanlar yanımdan geçerken kıyafetlerimi giymeye çalışıyordum. Bir TV için pantolon reklamı çekimim vardı.


O günden itibaren neredeyse hayatımın her günü çalıştım. İlk 3 ay boyunca bu hayattan nefret ettim. Kötü bir durumdaydım. Ve bir gün makyöz arkadaşlarımdan biri "Seninle tanıştırmak istediğim bir kız var. Evime akşam yemeğine gel" dedi. O noktada evimde ağlar vaziyetteydim. Arkadaşımın evine gittim. Hayatımda ilk defa çubukla yemek yemeye çalışıyordum. Çok havalı bir şekilde balık yemeye :)



Ve bu kız banyodan çıkıverdi ve o sanki başka bir dünyadan gelmiş gibiydi. Öylesine meleğimsi, güzel ve saf... Sadece "Merhaba" dedi ve olan oldu. Ona âşık oldum ve o geceden sonra 2,5 yıl sürdü.




AS: Şimdi arkadaş mısınız?

DH: Evet, şimdi arkadaşız. Medeni bir şekilde ayrıldık ama hayatımın harika bir dönemiydi. O benim için çok önemli biriydi.

AS: Baban Amerikan ve annen evlatlık olarak büyümüş bir Koreli. Carson Şehri, Michigan'da büyüdün, Amerika'da. Bu 3 faktörün şu anki durumda olmanı nasıl etkilediğini bize anlat.

DH: Çok eşsiz bir deneyimdi bence. 10 yaşıma gelene dek Asyalı olduğumu hiç fark etmedim. Kendimi hiç Asyalı olarak görmemiştim.


AS: Ne demek istiyorsun?

DH: Yani, diğer çocuklardan bir farkım olduğu hiç aklıma gelmemişti. Ama sonra çocuklar ergenliğe girmeye başlayınca daha farklı davranmaya başladılar. İşte o zaman ırksal mevzularla karşı karşıya geldim ve bazı şeylere maruz kaldım. 6. sınıftan itibaren 8., 9., 10. sınıfa kadar her gün kavga ediyorduk. Annem işleri yoluna koymak için okula geliyordu.

Bir keresinde başıma çok kötü bir olay geldi. Size şimdi o olayı anlatayım. 7. sınıftaydım ve ırkım yüzünden sürekli bana sataşan benden büyük bir grup çocuk vardı. Ve okul otobüsünden inince "Danny, gel hadi. Kartopu savaşı yapacağız" diye bana seslendiler. Ben de "Peki, geleceğim" dedim çünkü ben de onların grubunun bir parçası olmak istiyordum. Beni arkaya bir yerlere çektiler ve kartopu savaşı yaparken bir çocuk arkamdan kollarımı tuttu. Ve yüzüme vurmaya başladılar, ben kendimden geçene kadar. Ve başka bir çocuk beni ensemden yakalayıp kar yığınına attı. Sonra kıpırdayamayayım diye kollarıma bastı. Ve ben hala kendimden geçmiş bir haldeyken parmaklarımı geriye doğru kırdılar. Bu el (sol). Deliceydi, evet.




Benim için bir aydınlanma anıydı. Farkına vardım ki "Tamam, ben bir Asyalıyım. Bu benim uğraşmam gereken bir mesele. Bu onların suçu değil. O çocuklar yüzünden değil. Kültürümüze karşı yıllardır olan görüşler yüzünden".



İşte o zaman büyüdüm. Ve o günden itibaren işler farklı yürüdü. Spora odaklandım ve bu durumdan bir kaçış olarak gördüm.







AS: Kore'ye gitmen konusunda ailen ne kadar destek oldu?

DH: Annem duygusal anlamda bir çöküntüye uğradı. O hep ilk ağlayandır. Hafta sonları üniversiteden dönerdim ve halletmesi için kirli çamaşırlarımı getirirdim ve yola bırakırdım. Evden koşarak çıkardı ve kirli çamaşırlarımı aşardı.

AS: Tek çocuk musun?

DH: Tek çocuğum. Kirli çamaşır sepetini aşardı ve neredeyse beni yere düşürecek şekilde üstüme atlayıp bana sarılırdı. Arkadaşlarım benimle eve geldiklerinde "Adamım! Annenin derdi ne?" filan olurlardı. Ben de "Sadece beni çok özlediğinden" derdim.



AS: Ailen seni her yerde görüyor. İlan tahtalarında, dergilerde, TV'de... Onlar için nasıl bir duygu? Gerçek değilmiş gibi, değil mi?

DH: İnanılmaz bir durumdu. Annem bu olanlar için hazır değildi. Kızlar vardı, küçük kızlar... Beni görünce kendilerinden geçip bilinçsiz bir şekilde önlerindeki duvara çarparlardı. Bildiğin duvara çarparlardı. Ben de "Size yardımcı olamam ama bir dahaki sefere duvara çarpmamaya çalışın" modundaydım. Bütün bu olanlar karşısında annem 2 kamerayla dururdu, sadece gülümseyerek.

AS: Her şeyi kayda geçirerek. "Evet, o benim oğlum".

DH: Evet, sürekli pozlar yakalayarak ve bu durumdan inanılmaz memnundu. Onun için harika bir deneyim oldu.


AS: Kariyerindeki nihai hedefin nedir?

DH: Harika projelerde rol almak ve benim hayal edebildiğimden daha yaratıcı harika yönetmenlerle çalışmak. Orada bir yerlerde olduklarını biliyorum.

Bu sefer X-Men'de oynamak, Gavin ile çalışmak inanılmaz bir deneyimdi. Bu tip bir oyunculuk hiç sergilememiştim. Bundan daha fazla istiyorum.




AS: Düşüncelerini öğrenmek ve seninle röportaj yapmak harikaydı.

DH:Tanıştığıma memnun oldum. Teşekkürler.


~Dinleyerek çevirmek kolay olmadı. O nedenle başka yerde röportajı paylaşmak isteyen olursa çeviren kişinin ben olduğumu belirtmesini rica ediyorum.


Benim Yorumum:

7. sınıftayken yaşadığı olay gerçekten çok üzücü :( Anlattıklarını ilk dinlediğimde, zamanda yolculuk yapıp onu o aptal çocukların elinden kurtarmak istemiştim. Pislikler, parmaklarını kırmışlar.


-Danny "Bu el" diye gösterirken-


Zavallı şey :( O küçük yaşına rağmen oldukça olgun bir tepki vermiş ve bu durumun o zamana dek süre gelen ırkçı düşüncelerin ürünü olduğunu fark edip kendisini basketbola yönlendirmiş. Aferin sana Danny!

2,5 yıl mutlu bir birliktelik yaşadığı kişi kim acayip merak ettim :) Her kim ise Danny'min Kore'de kalmasını dolayısıyla dizi+film projelerinde rol almasını sağladığı için ona minnettarım.


Annesinin bu beklenmedik şöhret karşısındaki 2 kamera tepkisi süper, Danny'min bu durumdan utanmayıp anlatması daha da süper. Okuldan eve döndüğü zamanlarda ise büyük bir sevgiyle karşılıyormuş onu, canım annem <3 :P

Duvara toslayan kızlara ben de Allah akıl fikir versin diyorum :P Sanki benim durumum çok farklıydı da :D Bilgisayarı kapatmadan önce bilgisayar ekranını, yatarken telefonu kapatmadan önce de telefon ekranını öpüyordum. Evet, manyaklığın bu kadarı :D Şimdi akıl sağlığım yerinde, ekran öpmeyi bırakıp normale döndüm şükür :)



Hazır Daniel Henney'den bahsediyorken çılgınca şarkı söylediği bir videoyu da paylaşmak istiyorum. My Father filmindeki Diana parçasını söylüyor. Sesi fena değil de asıl dikkat çekmek istediğim kısım çocuksu hareketleri. Komik şey :) Bu arada izlemeyenler için gerçek bir yaşam öyküsünün anlatıldığı My Father filmini şiddetle tavsiye ediyorum.



Bu halini Clark Kent'e benzetenler olmuş, hak verdim :)

Koşan Adam Siwon ^^

$
0
0
Hareket halinde enstantane alınca ancak bu kadar oluyor ^^

Bu yazının ömrü taslaklarda geçecek sanmıştım ama nihayet tamamlandı ve mahpushane hayatından kurtuldu :P Uçan adamSabri’den sonra şimdi de karşınızda koşan adamSiwon var :) Evet, izlediğim diziler, dinlediğim Koreli şarkıcılar ve takip ettiğim Kore magazin haberleri yetmiyormuş gibi bir de Kore’de yayınlanan eğlence programlarını izlemeye başladım. Biri beni durdursun canım !

Bahsedeceğim yarışma programının adı Running Man. İzleme nedenim: tabii ki Siwon :) Running Man programının 19 Aralık’ta yayınlanan Noel özel bölümüne (22. bölüm yani) Athena dizisinin ekibinden Choi Siwon (Bilmeyenler için belirteyim “Çe Şivon” diye okunuyor) ve Kuzey Koreli eski ajan rolündeki Kim Min Jong katılmışlar. Çok da iyi yapmışlar, izlerken acayip eğlendim. Siwon’un el-kol ve kaş-göz hareketleri beni gülmekten öldürdü :D

"Abi, bu sıradan bir oyuncak değil. O bir Star!"derken :D
(Star Wars oyuncağından bahsediyor)

Azıcık yarışmadan bahsedeyim. Bir ara benzeri Türkiye’de de yayınlanmıştı ama adını hatırlayamadım bir türlü. Türkiye’deki şu şekildeydi yanlış hatırlamıyorsam; yarışma yeri bir mağaza ve size diyorlar ki “Şu süre zarfında şu kadarlık mal alacaksın, eğer aldıklarının toplamı istediğimiz miktara yakın olursa sepetindeki şeyler senin olacak”. Bunun gibi bir şeydi diye aklımda kalmış. Neyse orası önemli değil, sadece kafanızda bir şeyler oluşsun diye anlattım. Kore’de yayınlanan versiyonu kat kat daha eğlenceli. Programın tam formatını bilmiyorum ama size izlediğim 22. bölümdeki yarışmaları anlatabilirim. Yarışmalar devasa bir oyuncak mağazasında geçiyor. Yarışmalardan bahsetmeden önce merak edip de izlemek isteyenler için 3 seçenek sunuyorum:

1. si:İlgimi pek çekmedi ama Siwon’un neler yaptığını merak ediyorum” diyenler için Siwon’un en komik anlarını gösteren ~2 buçuk dakikalık youtube videosu:


2. si:Siwon’un hareketlerini daha çok görmek istiyorum” diyenler için Siwon’un olduğu bazı kısımların kesilmiş olduğu altyazısı olmayan ~15 dakikalık youtube videosu:


3. sü:Ben programın tamamını İngilizce altyazıyla izlemek istiyorum” diyenler için istedikleri kalitede videolarını indirebilecekleri isubs-squad.com sitesi. Üye olduktan sonra indirmek için download bölümünden Running Man’in 22. bölümüne tıklamanız gerekiyor.


* Tüm bölümün (görüntü kalitesi düşük) İngilizce altyazılı videoları youtube'a da eklenmiş ama isubs-squad sitesi bundan memnun olmadığı için yakında silinebilir. Yine de yetişenler için ekleyeyim:


~Siwon oyuncağı çok sevdiğini dile getirirken~

Ben izlerken inanılmaz güzel vakit geçirdim. Hatta vakit bulabilirsem Running Man’in diğer bölümlerini de izlemeyi düşünüyorum. Yani programı beğenmemin tek sebebi Siwon değildi, adamlar eğlenmeyi biliyor :D Siwon’a programdaki hareketlerinden dolayı “Amerikan tarzı prens” lakabını takmışlar. Bu çocuk cidden bir değişik ya :D Korelilerde görmeye alışık olmadığımız tepkileri var. Her halükarda çok sevimli <3 Sanki hayatında ilk defa oyuncak görmüş gibi seviniyor. Siwon kuzum, küçükken sana hiç oyuncak almadılar mı? Kıyamam :(

Astrea’ya da söylediğim gibi bu eğlence programlarının en komik kısımlarından biri, o anki durumla  ilgili ekranda çıkan yazılar :D Eklediğim enstantanelerde -programı izlemeden anlamsız gelecekler hariç- ekranda yazan yazıları çevirdim. Bir de bu programlar o kadar eğlenceliler ki insanın bitirir bitirmez tekrar izleyesi geliyor. Strong Heart isimli programın da Super Juniorüyelerinin katıldığı kesitlerini izledim. O da aynı şekilde çok komikti. Üyelerin birbirleri hakkında rezil edici anılarını anlatmaları ve taklitlerini yapmaları inanılmaz eğlenceli :D Ne yapsam yahu, dizi izlemeyi bırakıp komple eğlence programlarına mı yönelsem? :)

~Running Man ekibi~

Zavallı çocuğu (Song Joong Ki) rahat bırakmadılar ki uyusun :)

Bu arada Running Man yarışma programının sunucularından hiç bahsetmedim. İçlerinden birisi pek çoğunuzun Sungkyunkwan Scandal’dan Yeorim (Gu Yong Ha) olarak tanıdığı güzel yüzlü tatlı şey Song Joong Ki. Diğerleri de Kore’nin meşhur sunucularından ama isim olarak bilmiyorum, henüz yarışmalar alanında yeniyim :) Hepsinin bir lakabı var ve yer yer birbirleriyle dalga geçiyorlar. Komik tavırlarıyla çok güldürdüler beni.


Şimdi 22. bölümün içeriğinden bahsedeyim. İlk bölümde yarışmacılar (sunucular da dâhil olmak üzere) 3 gruba ayrıldı. 1. turda verilen görev Noel’de çocukların en çok istediği 5 oyuncağı bulmaktı. Mağazada 20 oyuncakta Running Man işareti vardı ve seçtikleri oyuncaklar bunlardan olmalıydı. Süre tamamlandığında en çok istenen 5 oyuncak açıklandı ve hangi grup daha çok toplamışsa o turun 1.si oldu.

Grubun diğer üyesi pahalı olduğu için oyuncağı almak istemedi ama Siwon almakta diretti :)

Oyuncakların arasında çok heyecanlanan bir adet Siwon :P

2. turda ise 70li yıllarda Noel’de çocukların en çok istediği 3 oyuncağın bulunması istendi. Siwon’un grubundaki diğer 3 adam 70li yıllarda çocuk oldukları için bu konuda şanslılardı. Gerçi hoş, oyuncaklar konusunda en çok bilgili olan Siwon’du. Yoksa yoksa ??? Siwon’un gerçekten bir çocuğu mu var ? :D Evet her ne kadar etkileyici bir yanı olmasa da hala Oh! My Lady dizisinin etkisindeyim sanırım :)

Beyaz takım fighting!

3. turda verilen görev 50.000 won değerinde oyuncak toplamaktı. 50.000 won’a en yakın toplamı elde eden grup 1. oldu. Bu 3 tur sonunda en çok 1. olan grubun üyeleri Running Man golf topu ile ödüllendirildiler.

Kaşlarına kurban ^^
O bakışını yirim ^^

Siwon'un yüz ifadesi paha biçilemez !
(Eklediğim tüm görüntülerin
daha büyük hallerini görmek için
üstlerine tıklayabilirsiniz)

Programın 2. bölümü ise bir acayipti. Kim Min Jong’a çaktırmadan diğer yarışmacılar üzerlerindeki “kırmızı torbalı Noel Baba” tişörtünü “yeşil torbalı Noel Baba” tişörtü ile değiştirmek için uğraştılar. Kim Min Jong’a ise “Senin eski film ve dizilerinden sahneler canlandıracağız, sen de bize puan vereceksin” dediler. Adam ciddi ciddi oturmuş onların performanslarını izlerken onlarsa bir yandan acayip komik oyunculuklar sergileyerek diğer yandan üstlerini değiştirmeye çalıştılar. Acaba Kim Min Jong olup biteni fark etti mi? Bilmem :D Merak eden izleyip görsün :)


Son bölüm olan programın 3. bölümünde ise yarışmacılar Görev Takımı ve Kovalama Takımı olarak 2 gruba ayrıldılar. Bir grup çocuk kılığına, diğer grup Noel Baba kılığına girdi. Çocukların görevi yakalanmadan mağazadaki Noel ağacı süslerini bulmaktı. Noel Babaların yani Kovalama Takımı'nın görevi ise uyku zamanı gelen çocukların çoraplarını çıkartmaktı. Bu bölümde ne zaman Kim Min Jong çıksa 1998 yılında kendi seslendirdiği Sincere Loveşarkısının “Kıdeyoo” kısmını çaldılar. Beynime öyle işlemiş ki artık Athena’nın her bölümünde adamı gördüğümde kafamda “Kıdeyoo” sesi beliriyor :D Merak edenler için Kim Min Jong’un Sincere Love müzik videosunu ekliyorum aşağıya. Acaba hangi grup amacına ulaştı ve Running Man toplarına kavuştu dersiniz? :)


Şimdi Siwonum civanımdan enstantaneler :)




Uzattım yine ^^ Umarım sıkmamışımdır. Uzun yazıları bilgisayar ekranından okumak beni sıkar ama aynısını ben yapıyorum. Çenem o kadar düşük ki başladım mı tutamıyorum kendimi. Uzadıkça uzuyor… Kısa yazılar yazmayı özledim. Bazen diyorum yorum yapmadan sadece sevdiğim bir şarkıyı paylaşsam ama … Evet çok güzel, yine başka konuya atladım :D Neyse tamam sustum, sustum. Şimdilik ;)

Canımsın! 

Bir Düğünün Olmazsa Olmazları :)

$
0
0
(Üstüne tıklayarak büyük halini görebilirsiniz)

Yukarıdaki SM Entertainment müdürünün düğün fotoğrafını ilk nete düştüğü gün görmüştüm ama fazla incelememiştim. Super Junior üyelerinin tuhaf hareketlerini fark etmek için incelemeye lüzum yoktu zaten :) SNSDüyeleri ise her zamanki "cici kız" pozlarını veriyorlardı. SHINee'nin Minho'su ve Taemin'i yine sevimliydiler. TVXQ'nun dağılmasından sonra geriye kalan iki üyesi Yunho ve Changmin de gayet normal duruyordu. Bakıp geçtim yani kısacası. Lakin dün Super Junior araştırmalarıma son sürat devam ederken tekrar karşıma çıktı ve bu sefer gülmekten bir haller oldum :D Super Juniorüyelerini tek tek ayırıp altına yorum eklemişler. Türkçeleştirip bloğuma ekleyeyim de beraber gülelim dedim :)

*Düzeltme: Dinozor "o" ile yazılıyormuş, rezillik diz boyu  :/

Bu da orijinal hali:

Kaynak: boks @tumblr

En çok da Uçmuş NedimeZhou Mi'ye güldüm :D Bilmeyenler için ekleyeyim, takma adıyla Mimi Super Junior Müyesi bir Çinli. İkinci favorim ise meşhur psikopat bakışıyla Kyuhyun oldu :D Kendisi ilk defa bir fotoğrafta o pozu vermiyor. Buyurun elimdeki "Alemsin Kyu" adı altında toplu Kyuhyun fotoğrafları:





Gider ayak bir de dünden beri kesintisiz dinlediğim Super Juniorşarkısını paylaşayım ^^ Parçanın adı 진심(All My Heart). Klibi yok ama aşağıdaki videoda kimin hangi kısmı söylediğini görebilirsiniz:


~~Oci novana nannana nannana nanna :)

Ek Bilgi: All My Heart Super Junior lideri Leeteuk(Normal İnsan) ve SuJu Müyesi Henry(İfade Canavarı) tarafından bestelenmiş :)


Yeni bir yazıda buluşmak üzere, hoşça kalın ^^

Super Junior ve Annem

$
0
0
Evet başlık mükemmel, kabul ediyorum :P Son günlerde annemle aramızda geçen ve beni gülmekten öldüren 3 adet Super Junior odaklı diyalogdan bahsedeceğim. İlk olarak haberi olmayanlar olabilir diye anlatayım. Super Junior grubunun lideri Leeteuk Kore tarihiyle 3 Nisan 2011 günü twitter'dan çevirisi "Türk ELFler! Mesafelere rağmen her zaman teşekkürler, müteşekkirim" olan bir mesaj gönderdi.

Sevinçten zıplaya zıplaya anneme bunu anlattığımda ise söylediği cümle şu oldu:

-Sana mı göndermiş?

Hee anne evet bana göndermiş :D Yarın akşama da istemeye geliyorlar, hazır ol :P

Bir diğer mevzu duvarımdaki Super Junior M Perfection posteri. Annem ilk gördüğünde biraz baktıktan sonra şu tepkiyi verdi:

-Bunların hepsi aynı kişi mi?

Ne de olsa klasik Türk mantığıyla çekiklerin hepsi birbirine benziyor değil mi? Gözlerinde bir sorun mu var anneciğim? Tabii ki hepsi aynı kişi değil!

Bahsi geçen poster:
Sonuncu olay ise bence en komik olanı. Abartmıyorum 5 dakika yerden kalkamadım gülmekten. Singapurlu arkadaşlarımdan biri, sağ olsun bana Super Juniorşekeri gönderdi ^^ Annem kargoyla ne gelmiş diye odama geldiğinde, şekerleri gösterdim. Anlam veremeyip "Şeker mi yani?" sorusuna "Üstüne bak" diye cevap verdim ve SuJu'nun Super Junior'ın kısaltılmış hali olduğunu açıkladım.


Bunun üzerine şu soruyu yöneltti:

-Super Juniorlar mı gönderdi?

Tabii ki Super Junior bana kargoyla şeker göndermedi orası ayrı da Super Juniorlar kim ya :D Gülmekten geberdim resmen!

Komik kadın şu annem...

Anılarımı Tekrar Toplamaya Çıktığımda...

$
0
0
Eğer "Eunhyuk singing in Sukira" yazısının üstündeki oynat tuşuna basmadan önce söylediği şarkının Nell'in 기억을 걷는시간 (Time When I Recollect Memories) şarkısının yeniden seslendirmesi (kavırı/cover'ı) olduğunu bilseydim dinleyip dinlememekte büyük tereddüde düşerdim. Cümlenin uzunluğu kafanızı karıştırdıysa bir kez daha okuyun, anlayacağınıza inanıyorum :D

Sevdiğim şarkıların yeni yetme K-Popçular tarafından yeniden seslendirilmesinden hoşlanmıyorum. Nichkhun'u (2PM) Brown Eyed Soul'un Notting Betterşarkısını söylerken dinlediğimde bunu daha da iyi fark ettim (bir sonraki yazımda ayrıntılı olarak bahsederim). Ama Eunhyuk'un yorumunu gerçekten beğendim. Nell'in vokalisti Kim Jong Wan kadar iyi değil tabii ki ama ondan beklediğimin kat kat üstünde bir performans sergilemiş. Bilmeyenler için belirteyim, EunhyukSuper Junior grubunun ana rapçisi ve ana dansçılarından biri (hatta lakaplarından biri dans makinası). Durgun şarkılarda başarılı olacağını hiç düşünmemiştim. Meğer 10 parmağında 10 marifet varmış ^^

Neyse kısa keseyim. Aşağıdaki videodan dinleyebilirsiniz. Super JuniorKiss the Radio (kısaca Sukira) programının 27 Şubat 2011 tarihli yayınında canlı olarak söylemiş.


Eunhyuk Time When I Recollect Memories*İndirmek için Tıkla*

Şarkının orijinal versiyonu *şurada*

Sukira'yı canlı olarak dinlemek isteyenleri ise şuraya alalım: *Sukira Canlı Yayın*

Hafta içi günleri Kore saatiyle 22.00, Türkiye saatiyle 14.00'de dinlemeye başlayabilirsiniz. Ben evde olmadığım için sadece bir kez dinleyebildim. Yanlış hatırlamıyorsam 2 saat sürüyor yayın. Konuklar oluyor, onlarla muhabbet ediyorlar. Albümlerini tanıtıyorlar. Küçük çaplı yarışmalar yapıyorlar. Falan filan :)

Kısa bilgi: Normalde yıllardır Leeteuk ve EunhyukSukira'nın DJ'leri fakat şu sıralar Eunhyuk Tayvan'da Super Junior M'in Perfection albümünün tanıtımıyla meşgul olduğu için onun yerine Leeteuk'a Yesung eşlik ediyor.

Kendime Not: Bir ara bu şarkıyı Türkçe'ye çevirsem fena olmaz. Sözleri çok hoş ^^

Acoustic (2010) Bakery Attack [C.N.Blue Jong Hyun & Min Hyuk]

$
0
0
Acoustic filmi 3 bağımsız kısa hikayeden oluşan bir omnibus filmdir. C.N.Blue üyelerinden Lee Jong Hyun ve Kang Min Hyuk 2. bölüm olan Bakery Attack'te rol almaktadır. Bakery Attack, asabi gitarist Jong Hyun ile saf baterist Min Hyuk'un bir fırıncı ile karşılaşmalarından sonra başlarına gelen gerçek birer müzisyen olma maceralarını konu alıyor.


C.N.Blueüyeleri Min Hyuk ve Jong Hyun'un ilk oyunculuk deneyimleri olması açısından tüm Boice'lar (hayran grubuna verilen ad) için önemli bir film. Fazla bir şey vadetmiyor. Bir kısa film ne kadar anlamlı olabilirse o kadar anlamlı ama sırf Min Hyukşekerciğinin saflığını görmek için bile izlenir.


Fragman:



Filmin 2. bölümü olan Bakery Attack kısmının indirme linkleri: 


3 bölümü indirdikten sonra bir birleştirme programı yardımıyla birleştirmeniz gerekiyor. Ben FSJ (File Splitter & Joiner) kullanıyorum mesela ama başka programlar da var HJSplit gibi. Seçim sizin. Birleştirince tek video haline gelecek, böylelikle altyazısıyla izleyebilirsiniz. Sorun olursa yukarıdaki İletişim kısmından bana mesaj gönderin, yardımcı olurum :)

Nell (넬) - Anılarımı Tekrar Toplamaya Çıktığımda (기억을 걷는 시간) -TR

$
0
0

Sürpriz !!! Bir süredir düşündüğüm şeyi eyleme döktüm ve Nell grubunun o çok beğendiğimiz şarkısını Türkçeye çevirdim. Çeviri kısmında sorun olmadı zaten ama zaman ayarını yapıp videoya gömmek daha önce yapmadığım bir işlem olduğu için biraz zaman aldı. Olsun, buna değer :) Hadi kısa kesiyorum, buyurun bakalım:


İsteyen olur mu bilmiyorum ama ben yine de yükledim. Altyazılı videoyu indirmek için *buraya tıklayın*Görüntü kalitesi daha yüksek olan videosunu bulamadığım için bununla idare edeceğiz artık...

NOT:blogspot bakımda olduğu için maalesef bu yazım silinmiş. O nedenle tekrar gönderiyorum.

Bir de daha önce belirtmeyi unuttum. İngilizce sözlerine bakıp "burada böyle demiyor ki" diye düşünmeyin çünkü 2 farklı İngilizce altyazıdan ve Korece'sinden faydalanıp en doğru şekilde çevirmeye çalıştım.

Keyifli dinlemeler :)

"Super Junior üyelerinin gay olduğunu zannediyordum" (*)

$
0
0


Bloğuma gelen aramaları incelediğim zaman çok sık karşıma çıkan ve beni rahatsız eden bir kalıptan bahsetmek istiyorum. Nedense insanlar Koreli erkeklerin cinsel kimliklerine kafayı takmış durumda. Ne demek istediğimi anlamanız için bu konuda karşıma çıkan aramaları sıralayayım:
  • gay koreli ünlüler
  • gay olan koreliler
  • kore gay ünlüleri
  • koreli oyuncular gay mi
  • koreli gayler
  • super junior üyeleri eşcinsel mi
  • super junior üyeleri gay mi
  • kim hyun joong gay mi
  • kim hyun joong gerçekten gay mi
  • kim hyun joong gay olduğu haberleri
  • jang wooyoung gay mi
Bunun sebebi şüphesiz alışık olmadığımız giyim tarzları, feminen yüz hatları ve özellikle boyband’lerde rastladığımız üyeler arası fiziksel yakınlaşma. Çünkü nedense bize göre bir erkek:


* makyaj yapmışsa gaydir


* saçlarını boyatmışsa gaydir


* renkli lens takmışsa gaydir



* oje sürmüşse gaydir


* üstteki saç modeli ile gaydir


* dar giyinmişse gaydir


* hele kırmızı pantolon giymişse kesin gaydir


* fular takmışsa gaydir



* bacaklarındaki kılları almışsa gaydir


* kıvrımlı hareketlerle dans ediyorsa gaydir



* bir erkeğe sarılıyorsa gaydir


* bir erkekle el ele tutuşuyorsa gaydir


* bir erkeği kucağına/sırtına alıyorsa gaydir


* bir erkeğe yemek yediriyorsa gaydir


* bir erkeği öpüyorsa kesin gaydir


* eğlence amaçlı dahi olsa kadın kılığına giriyorsa gaydir


* ayıcıklarla uyuyorsa gaydir


* gördüğümüz pek çok kızdan daha güzelse gaydir


* bir erkekle Titanik filminin meşhur sahnesini canlandırıyorsa ikisi de gaydir

Neyin feminen neyin maskülen olduğuna ya da daha Türkçe ifade etmek gerekirse, neyin kadınsı neyin erkeksi olduğuna karar veren bir merci mi var? Belirli kalıplar kafamıza sokularak yetiştirildiğimiz doğru ama dünyaya bu şekilde, tabiri caizse at gözlüğüyle bakmaya devam etmek zorunda değiliz. İlk gördüğümüzde tabii ki garipsememiz çok doğal. Pek çoğumuz büyürken etrafında kişisel bakımına önem veren erkekler yoktu. Ailemizdeki baba, ağabey ve erkek kardeş figürlerinin gördüğümüz Koreli ünlüler ile alakası yok. Onları makyajlı hayal etmesi bile gülünç geliyor. Hele kendi çocuklarına dahi sarılmayan bir babanın başka bir erkeğe sarıldığını görmek bize cinsel kimliklerini sorgulatır. Yani Kore kültürüne aşina olmayan herkesin şaşırdığı bir durum var ortada.

Aile konusu açılmışken pek çoğumuzun düşünmediği bir meseleden bahsetmek istiyorum. Şu an idol haline gelmiş bu çocuklar çok genç yaştan beri çıkış yapmak (debut) için hazırlanıyorlar. 13-14 yaşlarında bazen daha da küçükken Seul’e gelip kabul edildikleri ajansta kendilerini geliştirmeye çalışıyorlar. Yıllarca birlikte vakit geçirdikleri diğer çocuklar onların dosttan öte aileleri oluyor. Davranışlarını yargılamadan önce biraz da bunları düşünelim.

Bu durum hoşunuza gitmiyor olabilir. Sıraladığım şeylerden bazıları beni de rahatsız ediyor yani onayladığım anlamına gelmez. Söylemek istediğim şey, bu dış görüntünün ve tavırların eşcinsellik göstergesi olmadığı. Eşcinselliği kendi değer yargılarımızla şekillendirip kafamızda bir eşcinsel stereotipi oluşturmuşuz ve onun dışına çıkamıyoruz.

Şimdi bir de o çok merak ettiğiniz kişinin gerçekten gay olduğunu varsayalım. Eee ne olmuş yani? Onun gay olması şarkıcıysa sesini, oyuncuysa oyunculuğunu, komedyense espri yeteneğini etkileyen bir şey mi ki? Cinsel kimliklerinden size ne?

Bu konuda düşündüğümde insanların bu merakının 3 farklı nedeni olabileceği kanısına vardım.
Araştırmacı kişi bence sen işte bunlardan birisin:
1) Merak ettiğin ünlü ile ilgili gelecek planları yapan ve onun gay olması fantezilerini engelleyen biri

2) Gay olup da kendine uygun bir Koreli arayan biri

3) Homofobik olduğu için beğendiği ünlünün gay olmasına katlanamayacak ve beğenmekten vazgeçecek biri
Eğer Kore toplumunun eşcinselliğe bakış açısını merak ettiğin için aratmış olsaydın bence daha farklı kelimeler seçmiş olurdun. Ama yeri gelmişken bahsedeyim. Eşcinsellik Kore’de doğal karşılanan bir şey değil. Benim bildiğim bir kaç örnekle açıklayacak olursak Hong Seok Cheon 2002 yılında homoseksüel olduğunu söylediğinde medya ona karşı olumlu bir tavır sergilemedi. Eğlence programı sektöründeki işinden kovuldu. Sadece ona değil bir de yakın arkadaşı olan Jung Chan'a da anormal gözüyle bakıldı. Bir kızla bir erkeğin arkadaş olmasını bile imkânsız gören insanlar varken gay birinin erkek olan bir arkadaşı olmasının normal karşılanmayacağı açıktı. Ben bu ikilinin yaşadıklarını Super Junior's Foresight programının 8. bölümüne katıldıklarında öğrendim. (İzlemek isteyenler için o bölüm *şurada* İngilizce altyazılı olarak var.)


Bir diğer Koreli eşcinsel örneği ise transseksüel olan Lee Si Yeon. Sex is Zero filmlerinde rol aldı. Ben filmlerden ilkini izlediğimde (izlemez olaydım, berbat ötesiydi) henüz cinsiyetini değiştirmemişti. 2007 yılında ameliyatla cinsiyetini kadın olarak değiştirdi ve ikinci filmde kendi gibi bir transseksüeli canlandırdı. Rastladığım bir röportajında cinsiyet değiştirmeden önce defalarca kez intihar etmeyi düşündüğünü ama ameliyat sonrası kendi kişiliğini bulup o da Harisu gibi evlenmek istediğini söylemişti. O zaman Harisu kim diye bakmıştım. Koreli transseksüel bir şarkıcıymış. Kore'de toplumsal hayatta eşcinsellik suç sayılmasa da zihinsel bir engel olarak görüldüğünden askerlikten muaf tutulmuş. Kore'de eşcinsel hakları hakkında ayrıntılı bilgi istiyorsanız *şurayı* okuyabilirsiniz.


Konumuza dönecek olursak, neymiş? Kore'de eşcinsellik hoş karşılanan bir durum değilmiş. Öyleyse gay olmasından şüphelendiğiniz o ünlüler neden kendilerini o şekilde yansıtsın? Yazımın kilit noktasını tekrarlayacak olursam:
Her birey ait olduğu toplumun kuralları ve bakış açısı doğrultusunda eleştirilmeli.
Bizim kadınsı bulduğumuz imaj ve tavırlar Kore halkınca pek ala erkeksi ve havalı bulunabiliyor. Konserlerde rastladığımız yakınlaşmaların adı ise "fan service". Türkçe olarak ifade etmek gerekirse hayranlara hizmet. Buradan çıkardığımız sonuç Koreli hayranlar beğendikleri hemcins şarkıcıların yakınlaşmasından memnun kalıyor. Hayranlar arasında rastladığım yaygın görüş şu doğrultuda oldu; "sevdiğim şarkıcı bir bayanla yakınlaşamaz, sadece diğer grup üyeleriyle yakınlaşabilir". Bir nevi "seni ellere yar etmem" durumu. Madem ben sevdiğim şarkıcıyı öpemiyorum, başka bir kızın öpmesini de istemiyorum öyleyse sadece grup üyeleri öpsün” düşüncesi. Çocukça ama maalesef olay bu. Sahiplenme had safhada. Hayranı oldukları sanatçının bir başkasıyla olduğu düşüncesine katlanamıyorlar ve eğer böyle bir ilişki ortaya çıkarsa "skandal" olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle ilişkiler gizli saklı tutuluyor. Yani eğer "O kadar yakışıklı ve popüler, sevgilisi olmadığına göre gay olmalı" diye düşünüyorsanız sevgilisi olsa da ruhunuz duymaz haberiniz olsun. Ancak ilişkileri bittikten sonra isim vermeden mazide kalmış bir mesele olarak bahsediyorlar.


Bu kadar açıklama yeterli sanırım. Son olarak Super Junior'a şunu söylemek istiyorum:
Ne olursanız olun hiç önemli değil. İster gay ister uzaylı, sizi dinlemeye ve sevmeye devam edeceğim.
-----

(*) Başlıkta geçen cümle Kanada'da yetişmiş Super Junior Müyesi Henry tarafından Strong Heart programının 1 Mart 2011 tarihli 66. bölümünde kurulmuştur. (bkz. elfshawol1family)

Ek Bilgi: Benzer bir cümle Amerika'da yetişmiş olan eski 2PMüyesi Jay Park tarafından kurulmuştur. Jay'in 2005 yılında Myspace'inde yazdığı
Kore gay. Korelilerden nefret ediyorum. Geri dönmek istiyorum. 
sözleri 2009 yılında ortaya çıkınca Jay Kore halkı tarafından kötü eleştirilere maruz kalmış ve 2PM grubundan ayrılmıştır.

Birbirine Benzeyen Uzak Doğulular

$
0
0
Yok hayır, "Ama çekiklerin hepsi birbirine benziyor" anlayışından bahsetmek istemiyorum. Gerçekten birbirine benzeyen ünlüler var. Onlara bir bakalım dedim. Peşinen söyleyeyim, fikir bana ait değil. Soompi'de rastladım ve bazı eklemeler ile blogda paylaşmak istedim. Yine de konunun içine dalınca bayağı araştırma yapmam gerekti ve vakit aldı. Yani yazımı izinsiz kullanmayın!
(Fikir babası: Celebrity Siblings?! Guess Again! @Soompi)


Kimilerinin benzediğini düşünmüyorum ama yine de benzeten olabilir diye ekleyeceğim. Kimilerini ise gerçekten çok benzetiyordum. Hatta karıştırdığım dahi olmuştu. Yalnız değilmişim. Bende bir anormallik olmadığına sevindim ^^ Başlayalım bakalım.



Daesung (Big Bang)& K. Will (Solo Şarkıcı)



Han Ga İn (Oyuncu) & Dong Jun (ZE:A)



Eugene/Kim Yoo Jin (Eski S.E.S.üyesi ve oyuncu) & Sandara (2NE1)



Heechul (Super Junior)& Taemin (SHINee)




Jessica (SNSD)& Hyomin (T-ara)



Jonghyun (SHINee)& Amber (f(x))& Donghae (Super Junior)
~Dinazor Ailesi~



Jung Eui Chul (Oyuncu)& Kyuhyun (Super Junior)


Yoona (SNSD) & Krystal (f(x))




Kang Dong Won (Oyuncu)& TOP (Big Bang)& Joo Won (Oyuncu)



Kim Tae Hee (Oyuncu)& Ji Yeon (T-ara)



Lee Jun Ki (Oyuncu)& Yesung (Super Junior)



Lee Min Jung (Oyuncu)& Aleyna Yılmaz (Çocuk model)



Nichkhun (2PM)& Mason Moon (Çocuk oyuncu)



Rain & Junho (2PM)


Kim Yuna (Buz patenci)& Wheesung (Solo şarkıcı)



Lee Hyori (Solo şarkıcı)& Jo Yoon Hee (Oyuncu)



Yoo Seung Ho (Oyuncu)& So Ji Sub (Oyuncu)




Lee Hongki (FT Island)& Kangin (Super Junior)& Mir (MBLAQ)
(Bu üçlünün yanına Big Bang'den TOP'ı da ekleyenler var)


Kim Bum (Oyuncu)& Kim Soo Hyun (Oyuncu)


Wu Chun & Yamapi & Kim Hyun Joong
(Bu üçlü hem şarkıcı hem oyuncu sınıfından)



Yunho (TVXQ)& Yoon Hyuk (December)



Kangta (Eski H.O.T. üyesi solo şarkıcı) & Siwon (Super Junior)
Ben ilk gördüğümde Jay Kim'i de Siwon'a benzetmiştim.


Jay Kim (TRAX) & Siwon (Super Junior)



Han Ga İn (Oyuncu)& Son Ye Jin (Oyuncu)


Minho (SHINee) & Taehee (BB Boys)

Bundan sonrakiler sadece benim düşüncem. Başka benzetene rastlamadım :D


Im Seulong (2AM)& Cha Seung Won (Oyuncu)


Kim Sung Yueng (Futbolcu)& Kim Kang Woo (Oyuncu)


Kan (F. Cuz)& Jaehyo(Block B)& Kiseop(U-Kiss)

Oh be, bitti sonunda! Eksiklikler mutlaka var. Uzak Doğulular demiş olsam da Koreli şarkıcı ve oyuncular üzerine odaklanmış bir yazı oldu. Eee ne yapayım en çok onları görüyorum ben :) Sizin de benzettikleriniz varsa yorum yazarak benimle paylaşabilirsiniz ^^

Romanization (Korece Okunuşlar)

$
0
0

Romanization denilen olay kendi alfabesini kullanan dillerde yazılmış harfleri Latin harflerine çevirme işi. Yani bilmeyenler için sadece birer sembol gibi gözüken harfleri okunur hale getirme. Genellikle şarkı sözlerinin "romanized" haline rastlanıyor ama benim bu yazıda bahsetmek istediğim ünlülerin isimleri ve sıkça kullandığımız Korece kelimeler. Nereden mi esti? Kısaca şöyle anlatayım:

Super Juniorüyelerini yeni tanımaya başladığım zamanlar en zor ezberlediğim isim Eunhyuk oldu.  Nasıl okunduğundan emin değildim ve hafızam bir türlü bu ismi kabul etmiyordu. En sonunda “Unhyuk” olarak ezberleyiverdim. Gerçi izlediğim programlarda o şekilde hitap etmiyorlardı ama yakın bir şeydi. Zaten insanın aklında duyduğu değil kendi okuduğu şekilde kalıyor. En azından benim için öyle. Korece okumayı öğrendiğimde doğrusunu öğrenebildim. Eunhyuk “Inhyok” şeklinde okunuyordu. Bu ve benzer okunuşlar hakkında bilmeyenleri bilgilendirmek istedim. Sonuçta Latin harflerine çevrilmiş olsalar da Türkçe gibi yazıldığı şekilde okunmuyor. Başlayalım öyleyse :)

Eu () Sesi

Evet, yukarıda bahsettiğim gibi “eu” harfleri bir araya gelince “ı” sesini oluşturuyor.

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Seung Ki /  / Sıng Ki
Seungho / 승호/ Sıngho
Seulong 
/ 슬옹 / Sılong
Yoon Eun Hye 
/ 윤은혜 / Yun In Hye
Seungri 
/  / Sıngri
Ye Eun 
/  / Ye In
Ve bilmeyen Sukkie hayranları için büyük şok: Geun Suk / 근석 /  Kın Sok

İstisna:Eugene /  / Yucin
(Aslında latinceleştirilmiş hali Yoo Jin ama Eugene şeklinde Amerikanvari kullanıldığı için kafa karışıklığı olmasın diye yazdım)

Lee () Sesi

Bir diğer yaygın yanlış da “Lee” kelimesinin okunuşunda. Latinceleştirilmiş hali Lee olsa da okunan şey sadece “i”. Zaten Korece’de “li” şeklinde bir şey olması pek mümkün değil. Neden mi? (l, r) harfi ancak hece sonundaysa “l” şeklinde okunuyor. Hece başında olduğu durumlarda ise “r” şeklinde. Mesela benim adımı ele alalım.

Hilal :) Normalde Türkçe olarak Hi-lal şeklinde heceleriz ama Korece “lal” şeklinde bir hece oluşturamayız. ++= hecesi “ral” şeklinde okunacaktır. Bu durumda en mantıklısı Hil-al şeklinde hecelemektir. Böylelikle ilk “l” harfi de hece sonunda yer alır.

Yani히랄 yanlış, 힐알 doğru.

Konudan sapma da ‘lee’ye örnek ver” dediğinizi duyar gibiyim :P Evet, Eu () Sesini de içeren bir örneğim var: Leeteuk (). Leeteuk’ın “Lituk” diye okunduğunu mu sanmıştınız? Yanıldınız, doğrusu “İtık” olacak.

Bir başka örneğimiz de You’ve Fallen For Me dizisinden. İzlediyseniz Lee Shin (이신) karakterimize “Li Şin” değil de “İ Şin” diye seslendiklerini hatırlarsınız. Şimdiye kadar Li Minho zannettiğiniz kişi ise aslında İ Minho (이민). Acı gerçek :P

Woo () Sesi

Bence en vahim olanı bu! Bildiğin “vu” yazıyor kardeşim, sense gelmiş bana “u” diye okunuyor diyorsun. Akıl var, mantık var. Oradaki “w”nin işi ne? Bana sormayın :) Öyle sadece.

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Ryeowook / 려욱 / Ryouk
Dong Woon 
/  / Dong Un
Kang Woo 
/  / Kang U
No Min Woo 
/ 노민 / No Min U
Wooyoung 
/ 우영 / Uyong
Jung Il Woo 
/ 정일 / Cong İl U
Jung Woo Sung / 정우 / Cong U Song

Ae () Sesi

Bildiğiniz “e” şeklinde okunuyor.

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
aegyo / 애교 / egyo(bebeksi hareketler bütününe verilen ad)
dongsaeng /  / dongseng(kardeş)
saeng il /일 / seng il(doğum günü)
Ae Jung / 애정 / E Cong
Jaejoong 
/ 재중 / Cecung
Taecyeon 
/  / Tekyon
Baek Ji Young 
/ 백지 / Bek Ci Yong
Daesung 
/  / Desong
Donghae 
/  / Donghe
Taemin 
/  / Temin
Taeyang 
/  / Teyang
Bu kadar örnekten sonra bu harfi anlamadıysanız “yuh” diyorum artık :P

Eo () Sesi

Bu harfin tam Türkçe karşılığı yok. “o” ile “a” arası bir ses.  Ne kadar açıklayıcı olur bilmem ama “o” sesini dudaklarınızı yuvarlamadan çıkarmaya çalışınca orada geçen ses tam anlamıyla çıkıyor. Ben okunuşunu yazarken “o” kullanacağım (üstteki örneklerde o şekilde kullandım).

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
eonni ya da unni /  / onni(abla)
gwiyeopda / 귀엽 / kviyopta ya da küyopta(sevimli)
Kiseop /  / Kisop
Seo Taiji 
/ 서태 / So Teci
Yoseob 
/  / Yosob
Eun Seol / 은설 / In Sol

Ah () Sesi

Bu hecenin sonundaki “h” sesi çıkmıyor. Yani bildiğiniz “a” aslında.

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Shin Min Ah / 신민 Şin Min A
(Yani mesela bahsederken “Shin Min Ah’ı severim” değil de “Shin Min Ah’yı severim"şeklinde olmalı)
Lee Ji Ah / 이지 / İ Ci A
Aynı şekilde soyad olarak kullanılan “Ahn” da “An” şeklinde okunuyor.

J () harfinin kullanımı

J harfini gördüğünüz her yerde “c” olarak okuyabilirsiniz. Caponya’nın “c”si gibi. Ah yanlış oldu :P Japonya “j” ile yazılıyordu değil mi? :D


Örnek [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Ji Young/권지용/Ci Yong
Hee () Hecesi

Bu çok önemli değil ama hazır bahsediyorken buna da açıklık getireyim. “hi”den ziyade “hiy” şeklinde telaffuz ediliyor.

Örnekler [Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Heechul /  / Hiyçol
Kim Tae Hee 
/ 김태 / Kim Te Hiy
Sohee /  / Sohiy

Si () Hecesi

Korece'de "s" harfinin yanına "i" geldiğinde "si" şeklinde değil de "şi" şeklinde okunuyor. Gözlemlediğim kadarıyla Shim ve Shin isimleri hariç latinceleştirilmiş hali “si” şeklinde yazılıyor. “si” ve “shi”nin Kore alfabesiyle yazımı ise aynı.

Örnekler

CN Blue grubunun adını “si en bılu” şeklinde değil de “şi en blu” olarak okuyorlar. Aynı şekilde her ne kadar şarkıda doğru telaffuz edilse de Super Juniorüyelerinin Mr. Simple’dan bahsederken “Şimpıl” şeklinde söylediklerini fark etmişsinizdir.

[Latinceleştirilmiş Hali - Yazılışı - Okunuşu]
Siwon /  / Şivon
İngilizce’den Korece’ye girmiş bazı kelimelerde de benzer durum söz konusu.
taxi / 택시 / tekşi
sexy / 색시 / sekşi
SNSDüyesi Jessica’nın adını da “Ceşika” şeklinde okuyorlar mesela.

si”nin aklıma gelen en yaygın kullanımı ise çift “s” ile yazılan “ssi” () eki. Konuşurken saygı eki olarak isimlerin sonuna geliyor.

길라임씨몇살 부터 그렇게예뻤나 ? 작년부터 ?
Gil Ra İm-şinın myoçsal te buto kırohke yepponna? Çag nyon buto?
(Gil Ra İm, kaç yıldır böyle güzelsin? Geçen yıldan beri?)




Bunu koymazsam olmazdı ^^

Gil Ra İm demişken dizinin adı Secret Garden’ı “Şikrıt Gadın” şeklinde okuduklarını da fark etmiş olabilirsiniz.

(Bundan sonrakiler için tonlarca örnek olduğundan dolayı örnek vermeyeceğim)

Park () Kelimesi

Korece olarak Parkşeklinde değil de “Pak” şeklinde yazılıyor. Zaten dil kurallarına göre tam olarak Park yazmak mümkün değil. Yazılmak istenseydi tahminimce farklı harflerle Pa-rı-kı (파르크) şeklinde hecelenirdi.

Sung ()/Jung ()/Hyun ()/Hyuk()/Chun()/Chul() Kelimeleri

Bu kelimelerdeki “u” harfinin telaffuzu “o” ile “a” arasında bir ses. Eo () Sesi kısmında bahsettiğim harfin aynısı ama kelime içinde “eo” şeklinde değil “u” şeklinde latinceleştirilmiş. Dudaklarınızı “o” şeklinde tam yuvarlak hale getirmeden “o” sesini çıkarmaya çalışırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Tam “o” değil, Sung ile Song’u karıştırmayın. Korece yazılışlarında aynı harf kullanılmıyor. (Song kelimesi bildiğiniz yuvarlak “o” ile okunuyor). Sung’ın bazen Seongşeklinde yazıldığına da rastladım.


Başlıktaki diğer kelimelerde de aynı şekilde “u”, “o” ile “a” arası bir şekilde telaffuz ediliyor.

Choi () Kelimesi

oi” kısmını Türkçe harflerle tam olarak ifade etmek mümkün değil. “ö” ile “e” arası bir ses. Yani “Çö” ya da “Çe” olarak okunabilir ama “Ço” ya da “Çoy” değil.

-----

Son olarak belirtmeden geçemeyeceğim, Korece’de “z” harfi yok. Bir kelimenin Latinceleştirilmiş halinde “z” bulamazsınız. Lakin özellikle Koreli şarkıcıların takma isimleri ya da grup isimlerinde “z” görüyorsanız bilin ki Korece “c” şeklinde yazılıp okunuyor.

Örnek vermek gerekirse; Minzy /  / Minci

Hatta üşenmedim sizler için video kestim ve youtube’a yükledim. Protect the Boss dizisinden bir kesit:


Bizim sevimli eleman Ji Heonisn’t” kelimesini nasıl “icınt” şeklinde okuyor rahatlıkla fark edebilirsiniz (sağır değilseniz yani).

Kore alfabesinde olmayan diğer iki harf de “f” ve “v”. Onlardan da bahsedip iyice uzatmayacağım. Ama olur da içinde “z” geçen Türkçe bir ismi Korece harflerle yazmak isterseniz (c), “f” için (p) ve “v” içinse (başka bir p) kullanmanızı tavsiye ederim. Benim gözlemlediğim kadarıyla o şekilde yazıyorlar. "v harfi yoksa nasıl Kwon, Kwang, Won, Wang vs var?" sorusunu ise es geçiyorum. İyice karıştırmayın :D

Merak ettiğiniz, kafanızı karıştıran başka bir kelime varsa Korece yazılışıyla birlikte gönderin, okunuşu konusunda yardımcı olurum :)


* Yorum yapmak istiyorsanız diğer yorumları okumak zorunda hissetmeyin kendinizi :) Epey fazla yorum oldu çünkü ^^

UYARI:Bu yazının başka bir yere eklenmesine kesinlikle izin vermiyorum. Okumasını istediğiniz kişiler varsa bu sayfaya yönlendirin.

"Oh! Boy" Taşları Seçiyoruz ;)

$
0
0

Geçen hafta Kore'de yayınlanmaya başlayan realite şovuna benzer bir yarışma programı. 7 tane kendi tabirleriyle "taş" (꽃미남 / gominam) çocuk arasından birisi seçilip TvN kanalında yayınlanacak olan bir dizide rol alacak. Bu zaman zarfında ise aynı evde yaşayıp gelecekteki kariyerlerine yönelik kendilerini geliştiriyorlar. Posterdeki 8. kişinin kim olduğuna dair bir fikrim yok :/ Soldan 3.sü yani. İlk bölümde yoktu ama sonradan katılacak desem, okuduğum her yerde yarışmacı sayısının 7 olduğu yazıyor. Boş verin o yüzden onu :)


[Sonradan ekleme: 8. eleman 2. bölümde katılacakmış. Aslında fragmanında gösteriyordu ama nasıl izlediysem artık aklımdan çıkmış :/]

Programla ilgili bilgi vermeye devam etmeden önce kötü bir haberim var. Türkçeyi bırakın İngilizceye çeviren bile yok. O zaman neden tanıtıyorsun derseniz ben izlerken öyle eğlendim ki bunu yazıya dökmek istedim. Her bölüm için yapar mıyım bilmiyorum ama tanıtım kısmını bitirdikten sonra ilk bölümde neler oldu onu anlatacağım. İzlemeyecekseniz bile dizi senaryosu okur gibi okuyabilirsiniz yani. Bölümden aldığım ekran görüntüleri ve gif'lerle okumasını daha zevkli bir hale getirmeye çalışacağım :) İzlemeden de izlemiş kadar olursunuz yani :D

Büyükten küçüğe sırayla katılımcıları tanıyalım öyleyse ^^
(Tanıtım videoları 30-40 saniye civarında, izlemenizi tavsiye ederim)

동현배 Dong Hyon Be
Big Bang'den Taeyang'ın ağabeyi olmasıyla meşhur yarışmacı. 29 yaşında. Daejin Üniversitesi Sinema bölümü mezunu.

Facebook Adresi: Dong Hyeon Bae

Tanıtım Videosu:


İyi bir izlenim bıraktı üstümde. Komik bir kişiliği var. Diğerlerinden büyük olduğu için ara sıra ağabeylik taslıyor :D Öğütler veriyor filan :)


도상우 Do Sang U
Bu yarışmacı hakkında 25 yaşında olması dışında doğru dürüst bir bilgim yok. Herhangi bir izlenim bırakmadı üstümde. Sıradan, kendi halinde, sessiz sakin biri.

Facebook Adresi: Do Sang Woo

Tanıtım Videosu:



유민규 Yu Min Kyu
25 yaşında elit tabakadan bir insan modeli :) Çok klas bir tarzı var. 15 yıldır eskrim yapıyor.

Twitter Adresi: http://twitter.com/5577881
Facebook Adresi: Yoo Min Kyu

Tanıtım Videosu:



İçlerinde en yakışıklısı bence ama biraz soğuk bir tip. Onu da sevdim ^^


김재영 Kim Ce Yong
24 yaşında, Endüstriyel Tasarım mezunu. Şu an modellik yapıyor. Hem çekici hem sevimli bir tip :) Min Kyu ile aralarında bir çekişme var.

Facebook Adresi: Kim Jae Young

Tanıtım Videosu:



Jüri:Ne kadarını çıkaracaksın?
Ce Yong:Hepsini! :D

Videoyu izledikten sonra soyunuyor diye kötü bir izlenim edinmeyin. Programda da üstsüz görüntüleri var ama reyting için "fan service" işte. Normalde cana yakın, sevecen bir kişiliği var ^^ Twitter'da sohbet edince daha iyi tanıdım. Sıcakkanlı biri ^^

Tip olarak bana çok tanıdık birini anımsatıyordu. Aklıma gelen Dalmatian grubundan İnati'ydi ama arkadaşlar Lee Dong Wook ve Hyun Bin benzetmesini yapınca taşlar yerine tam oturdu. Çene yapısı çok benziyor. Aşağıda ekleyeceğim ilk bölümden görüntülerde de rahatça fark edebilirsiniz :)

김현준 Kim Hyon Cun

21 yaşında. Taklit konusunda usta. Kendinden emin bir yapısı var.

Facebook Adresi: Kim Hyun Joon

Tanıtım Videosu:




Ayy işte programın uyuzu! "Kötü çocuk" imajı buna denk gelmiş ve açıkçası cuk diye oturmuş. Eğer o değil de başkası iyi bir şey yapıp takdir edilirse pis pis bakışlar atıyor. Her önüne gelen kıza sulanıyor. Bir de gerçek hayatta sevgilisi varmış! İnsan bu tipin nesini sever bilmiyorum ama hayran kulübü bile kurulmuş.


Ce Yong'a "Onun hayranı mı var ki? Azıcık olsun hoşlanmadım ondan" demiştim."Hyon Cun'un hayranları var tabii. İyi bir çocuk o. He he" dedi. Ben de "İyi biriyse neden sürekli kızları rahatsız ediyor? O tür kişilerden cidden hiç hoşlanmıyorum" dedim. "Hımm.. :( Aslında normalde Hyon Cun iyi biridir :(" dedi. Yani buradan çıkardığımız sonuç yaptığı şeyler program için sadece.



황인덕 Hvang İn Dok
20 yaşında. Dans etmeyi seviyor. Kendi halinde bir çocuk. Gitar çalabiliyor. Hyon Cun ile aralarında bir çekişme var.

Facebook Adresi: Hwang In Deok

Tanıtım Videosu:



Hyon Cun'la bunun arasında tabii ki bunun tarafını tutuyorum :P Pek kazanma hırsı yokmuş gibi. Tanıtım videosunda Çince konuşuyor. Zaten tip olarak da tam Koreli'yi andırmıyor. Melez olduğunu tahmin ediyorum.

조성진 Co Song Cin
19 yaşında, programın maknesi yani en küçüğü. HITT grubuyla aynı şirketten (Jay.K Entertainment). Büyüklerine karşı inanılmaz saygılı bir yapısı var.

Facebook Adresi: Jo Seong Jin

Tanıtım Videosu:



Yavrummm... !!! Kuzuummm... !!! Ben seni yerim, yerim! Bu nidalardan sonra dahi anlamadıysanız söyleyeyim, benim favori adayım oluyor Song Cin bebesi ^^ Zaten o olmasa bu programı izleyecek değildim. Hem yetenekli, hem sevimli, hem de aşırı saygılı, çok efendi bir çocuk. Program başlamadan önce tipini sevmiştim, ilk bölümü izleyince kişiliğini daha da çok sevdim. Yukarıdaki tanıtım videosunda ve ilk bölümde saçları sarıydı ama sonradan koyu renge dönmüş. Çok da iyi etmiş ^^ Neyse daha fazla uzatmadan ilk bölüm özetine başlıyorum :)

Aslında özete geçmeden önce izlemek isterseniz:

Evet şimdi başlayabiliriz :)

Saygılı çocuğun hali bir başka oluyor ^^

Programın başında yarışmacılarımız kalacakları evi görüyoruz. Kimisi çoktan varmış kimisi ise yeni geliyor. Sonra onlarla ilgilenecek kişi (bundan sonra menajerleri diye bahsedeceğim) geliyor ve salonda oturup tanışıyorlar.


Hyon Cun salak taklitlerinden birini yapıyor.


Diğerleri de şaşkınlıkla bakıyorlar.


Akşama grupça içmeye gidiyor.
(Song Cin'in eline dikkat! Saygıdan dolayı kadeh kaldırırken diğer eliyle kolunu destekliyor)

O da ne? Hyon Cun'un bir fikri var. Yan masadaki kızlarla tanışalım diyor.


İn Dok bu fikirden pek hoşlanmışa benzemiyor.


Kızlara laf attığı yetmiyormuş gibi bir de "love shot" konusunda
birine ısrar edip sonunda kızı ikna ediyor.
Kızları masalarına davet ediyorlar.


İn Dok sahneye çıkıp tüm ilgiyi üstüne çektiğinde ise Hyon Cun bundan hiç hoşlanmıyor!



Aralarındaki çekişmenin temelini burada atmış oluyorlar..

Bebe ağzı açık uyuyor ^^

Ertesi gün Ce Yong hariç herkes uykuda :)


Ama banyoda bir yabancı var!


Sabah sporundan gelen Ce Yong banyoya giriyor.


Bir de ne görsün?! Oğğ may gağd!


Kuzu önce bir şok oluyor!


Sonra banyodaki yabancı "Sen de gelmek ister misin?" deyince
daha da şok olmuş vaziyette "Yok, ben almayayım" diyor :D



Menajerleri sabah onları uyandırmaya gelmiş.
Song Cin bebesini zorla yataktan kaldırmaya çalışıyor ve üstündeki yorganı çekiyor.
Sonuç bu:


:) :) :)


Herkes kendine gelip salonda toplanınca menajerleri diğer yarışmacıyı tanıtıyor.
Hani şu banyodaki :D
Taeyang'ın abisi olduğunu duyunca kimse inanmıyor.


Şaşkın bakışlar atıyorlar.


Zaten tam uykularını açamamışlar :D

Gülüşe bak! Cici şey ^^ Tokanı sevsinler :)
Herkes hazırlanınca bir giyim mağazasının katalog çekimleri için oraya gidiyorlar. Yalnız mağaza sahibi ve çekimlerden sorumlu kişi menajerleriyle konuşuyor ve içlerinden ikisinin çekimler için seçmelere katılmasına bile gerek olmadığını söylüyor :/


Bu iki kişi Song Cin ve Hyon Be :(
Menajerleri onlara kibarca çekim için uygun olmadıklarını söylüyor.
İstenilen ölçülere sahip değillermiş!
Yani açık konuşmak gerekirse boyları kısa :(


Onlar da birbirlerini avutuyorlar :(


Ertesi gün herkes çekim elemeleri için prova yaparken İn Dok mutfakta yemek yapmakla meşgul.
Dedim ya çocukta kazanma hırsı yok :D


Bunu gören Hyon Be "Gel sana bir kaç poz göstereyim" diyor.



Havalı pozlar verme provası yapıyorlar :)


Eleme öncesi menajerleriyle oturup konuşuyorlar.
Bu işi ciddiye almalarını söylüyor.


Elemeler sırasında çok cici bir poz veriyor Ce Yong ^^
Hatta gif'i:


Bir de Min Kyu var ki poz vermek yerine basket oynuyor! :D



Hyon Cun da marifetleri sergiliyor.
Diyor ki "Yüzümün sol tarafı erkek yüzü gibi, sağ tarafı ise kızların hoşlanacağı türden".
Bu durumda yüzünün iki tarafı da aynı olmuyor mu? Burada bir çelişki var sanki :/
Kendini beğenmiş şey işte!

İn Dok, Hyon Be ile çalıştıkları pozları vermiyor da tanıtım videosundaki gibi dans ediyor.
Sang U ise hiçbir şey yapmıyor. Öyle dikiliyor gülümseyerek filan. 


Jüri değerlendirmeyi yaparken heyecanla bekliyorlar.


Bunlar olurken elemelere katılamadığı için sinirli olan Hyon Be ise spor yaparak stres atıyor.


Bebeğim Song Cin ise kendi çapında gitar çalıyor ^^


Kapı çalıyor. Annesi gelmiş ^^



Anneyi görünce sinirler boşalıyor tabii.. Ağlamaya başlıyor kuzum :(
Şov için biliyorum ama yine de insanın içi acıyor :(


Arabeske bağlıyorum izninizle:
♪ ♫ Sen ağlama... Dayanamam.. Ağlama göz bebeğim sana kıyamam...

Eleme sonuçlarına göre Min Kyu, İn Dok ve Hyon Cun seçiliyor.


Seçilmeyen Ce Yong ve Sang U ise gece yürüyüşe çıkıp bağırarak stres atıyorlar.


Ertesi gün çekim için gelen üçlünün makyajları yapılıyor.


Bulundukları karavan benzeri odada bir de bayan model var.


Bunu gören Hyon Cun hiç yerinde durur mu?! Hemen kıza asılıyor :/
Boyun kaç diye soruyor ve 1.78 cevabını alınca
"Uzun kızları çok severim" diyor.


Çekimler sırasında Min Kyu'nun çok gergin durduğunu söyleyip uyarıyorlar ama fayda etmiyor.



Onun yerine bir de Ce Yong'u deneyelim diyorlar ve ortam geriliyor :/


Hyon Cun, İn Dok'a 
"Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız yoksa biz de değiştirilebiliriz"
uyarısında bulunuyor.


Çekimlere bu sevimli şeyle devam ediyorlar ve Min Kyu bundan hiç memnun olmuyor..

Ve ilk bölüm böyle çekişmelerle bitmiş oluyor. Bir sonraki bölümde Jung Il Woo konuk olacak ve onlara oyunculuk konusunda ders verecek. Merakla bekliyorum :)

* Söylememe gerek yoktur sanırım. Yazana kadar leşim çıkan bu yazının başka yerde paylaşılmasına izin vermiyorum. Okunmasını istiyorsanız bu sayfaya yönlendirin.


Sonradan Ekleme:Yarışmacıları bahsettiğim isimleriyle aratan olmuş ama ben adlarını okundukları gibi yazdım. Yani aratmak istiyorsanız facebook profillerine olan bağlantıda olduğu gibi yazın.
Örneğin;Ce Yong -> Jae Young

"Oh! Boy" Evinde Yeni Taş :P

$
0
0

Geçen haftaki yazımda Oh! Boy programının tanıtımını yapmış ve ilk bölümde neler olup bittiğinden bahsetmiştim. Okumayanları *şuraya* alabilirim :) Şimdi sıra geldi 2. bölümde neler olduğuna. Ama ondan önce iki şeyi düzeltmek istiyorum. İlk olarak sonradan fark ettiğim ve düzelttiğim 8. taş mevzusu var. Eğer bir önceki yazımı düzeltmeden önce okuduysanız haberiniz yoktur. Oh! Boy evine 2. bölümde biri daha katılıyor! Hani posterde görüp anlamlandıramadığım kişi :)

İkinci mesele ise eleme konusu. Eleme olacak diye algılamıştım ama yanılmışım. Program sonuna kadar herkes evde kalmaya devam edecekmiş ama en çok puanı kazanan TvN kanalının yeni dizisinde bir müzik grubu üyesi rolünde yer alacakmış. Evet, bu açıklamaları yaptıktan sonra bölüme geçebiliriz artık :)

Yazıyı okumadan önce izlemek isteyenler varsa:

Hatırlayacak olursak ilk bölümde
bir kaç üye arasında çekişmelere tanık olmuştuk:



İn Dok& Hyon Cun


Ce Yong& Min Kyu


İlk bölümde modellik işini Ce Yong'a kaptırdığını gördüğümüz Min Kyu'yu
stres atmak için eskrim yaparken izliyoruz.


Sonrasında eve döndüğünde ise Ce Yong'u görmezden gelip ters davranıyor.


Günün ilerleyen saatlerinde menajerleri onlarla bir modellik işini konuşmak için geliyor.
Hem de Kore'nin en büyük moda şovunda!


Geçen sefer boylarından dolayı elemelere bile katılamayan
Hyon Beüzgün, Song Cin ise şaşkınca dinliyor.

Hyon Be "Ben kabul edileceğimi sanmıyorum" diyor.


Menajerleri buna yönelik
"1.74 boyunda erkek modeller de var.
Önemli olan boy değil podyumda sergilediğin karizma"
açıklamasını yapıyor.


Herkes modellik konusunda heyecanlı ve mutlu bir şekilde bakıyor :)


Bu ekran görüntüsünün bir açıklaması yok,
Sang U'yu pek göremediğiniz için ekledim :)


Modellik için elemelere katılacakları mekana geliyorlar.

Bu konuda tecrübeli olan Hyon Cun'dan
onlara bir kaç taktik vermesini istiyorlar ve o da anlatıyor.

Anlatırken gözü az ilerideki birine takılıyor! Yang Yoon Young!
Hep hayranı olduğu bir bayan modelmiş.
(Ayrıntılı bilgi için *ajans Profili*)
Daha önce Lee Young Ae'nin yer aldığı GS Şirketi reklamlarında yer almış.

Lee Young Ae'nin rol aldığı reklam *şurada*
Yang Yoon Young'un rol aldığı versiyonu ise *şurada*

(Bu kadar derin araştırmalara girdiğime göre iyice kafayı yemiş olmalıyım :/)

Hyon Cun, tanıdık birisini daha görüyor.
Pak Song Cin adındaki kendi çapında ünlü bir erkek model!
Onu kendisine hep rakip olarak gördüğünden bahsediyor.

Hatta araştırdım ve eskilerden şu fotoğrafı buldum:



Diğerleri ilgiyle gösterdiği tarafa bakıyorlar.

Ama o da ne?! Menajerleri yanında model Song Cin ile onlara doğru geliyor!
Bu da tatlı bir şey he :)
Meğer Pak Song CinOh! Boy evinin yeni üyesi olacakmış!
Şaka yaptığını zannediyorlar ama gerçek.
Tanışıyorlar ve onu iyi karşılıyorlar :)


Vakit geldiğinde podyuma 4'erli şekilde 2 grup halinde çıkıyorlar.


Ve sırayla yürüyüşlerini gösteriyorlar.


Sonrasında menajerleri  ile oturmuş muhabbet ederken yeni elemana telefon geliyor.
Arayan az önce gördükleri bayan model Yun Yong nuna! :D
(Yukarıda Yoon Young olarak yazmıştım ama
diğer isimler gibi okunduğu şekilde geçecek bundan sonra)


Bunu duyan Hyon Cun yerinde durur mu?!
Hemen telefonla konuşmak için atılıyor!


Her zaman Yun Yong ablasının hayranı olduğundan bahsedip yalakalık yapıyor :D


Dahası da var, bu akşamki partiye onu davet ediyor!
Ne partisi?!


Rezil ettin lan çocuğu, telefonu verdiğine bin pişman oldu :D


Bu arada İn Dok bu yüzsüzce yöneltilmiş tekliften hiç memnun değil.


Evde Ce Yong, Song Cin'e
"Yun Yong nuna ile ne zamandan beri tanışıyorsunuz?"
diye soruyor.
O da "Ne o? Yoksa ona ilgi mi duyuyorsun?" tepkisini veriyor :)


Ce Yong: "Hayır, hayır.."
Song Cin: "İlgini çekmiyor mu yani? Dürüstçe söyle."

Çok tatlısın ki ama sen!
Ce Yong: "Hayır gerçekten çok hoş biri ama sadece merak ettiğimden sordum."
Song Cin: "Peki bayan modellerden en çok kimi seviyorsun?"
Ce Yong: "Şu sıralar Lee Hyun Yi'den hoşlanıyorum."

(Lee Hyun Yi hakkında ayrıntılı bilgi *şurada* ya da *ajans profili*)


Akşamki parti için el ele hazırlıklar başlıyor.


Her şey tamam ama konuklar eksik!


Beklemekten yoruluyorlar :)


Hatta en yaşlıları Hyon Be ayakta durmaya daha fazla dayanamayıp çömeliyor :D


Sonunda ilk konuklar beliriyor :)
(İsimlerine tıklayarak ajans profillerini görebilirsiniz)

Yang Yoon Young
Jang Su Im
Choi Joon Young

"Love shot" manyağı Hyon Cun, Yun Yong nunasıyla da denemeye kalkışıyor ama ilk deneme başarısız :D
Abla izin vermiyor :)


İtinayla yalakalıklara devam edip nunanın gözüne girmeye çalışıyor Hyon Cun..


Sonunda istediğini elde ediyor da!

Yeni konuklar geliyor :)

Lee Hyun Yi
Hani Ce Yong'un daha önce hoşlanıyorum dediği :)


Görünce de "Çinça yeppıne" diye geçiriyor içinden :)

Ji Hyun Jeong

Bir ara Ce Yong kendini tanıtıyor ve utangaçlığının nedenini sorulunca
Hyun Yi nunasından dolayı olduğunu söylüyor :)

Şu tipe bakın! :)



Üşüdükleri için içeri geçiyorlar ve sohbete orada devam ediyorlar..


Yun Yong nuna ile poz verirken sapık Hyon Cun onu öpmeye kalkışıyor :/


Ve fotoğraf böyle çıkıyor :D

Kafanızda canlandırabilmeniz için ortamın kuşbakışı fotoğrafı :)


O da ne?! Meğer yeni eleman Song Cin'in doğum günüymüş :)


Sebep doğum günü müdür bilinmez,
Hyun Yi nunası epey yakın davranıyor Song Cin'e :)



Hatta "love shot" bile yapıyorlar :)


Ce Yong durumdan hiç memnun değil :/

Kendi çapında kıskançlık krizlerinde...


Nuna aldıkları hediye olan fuları Song Cin'e dolayıp onu hediye paketi haline getiriyor :)

Bundan sonrası komedi!!! Hyon Be müzik açıyor :D




Dans edişi harika değil mi? :D


Bir de bizim makne Song Cin'i ortaya davet ediyor :)



Min Kyu ve İn Dok'un dansları da o biçim!

Min Kyu, yavrum o hareketi hangi K-Pop grubundan gördün?! :D
Şalvarına da bittim doğrusu!


Muhteşem danslar karşısında izleyicinin tepkisi :D
Bu ekran görüntüsünü eklememin diğer amacı da kendimi avutmak :P
Anlaşılan manken olabilmek için boyu uzun ve fiziği düzgün olmak yeterli :P

Sırada "çift dansları" var :)


Hyon Cun ve Yun Yong nunası modern bir dans sergilerken,


Hyun Yi ve Song Cinşıkıdım şıkıdım oynuyor :D


Ce Yong yine bu durumdan memnun değil :/

Çift dansları beğenilmediği için ceza olarak
Song Cin, Hyun Yi'yi kucaklayıp 3 kez kaldır indir yapıyor :)


(Bu hareketi nasıl anlatsam bilemedim, kaldır indir işte :D)


Ce Yong pis bakışlara devam..


Sonrasında Hyun Yi ve Song Cinçatıda oturup muhabbet ediyorlar.


Bu arada Ce Yong garibim yalnızları oynuyor... :(


Derken yanına Min Kyu geliyor ve geçen sefer Ce Yong'un modellik işini elinden alması konusunda konuşuyorlar.

Ama o kısım o kadar güzel size anlatamam! Ya da anlatayım :)

Min Kyu: "İyi misin?"
Ce Yong: "Evet.."

Ce Yong: "Sen iyi misin?"
Min Kyu: "Ne yapabilirim ki, iyiyim."

Ce Yong: "Seninle konuşmak istemiştim ama bir türlü olmadı."
Min Kyu: "Her şeyi halledebilirim sandım. Kendime fazla güvendim.
Olmayınca da kendimi suçladım."

Ce Yong: "Özür dilerim abi.."
Min Kyu: "Ne özrü? Asıl ben üzgünüm..
Ce Yong sakın bu iş burada bitti sanma, daha kimin seçileceği belli değil.
Elimizden geleni yapalım" :)

Ve bu sahne:


Bir süre telefon ekran resmimdi^^ O kadar şeker ki!
Aralarını düzeltmelerine çok sevindim! :D

Hep mutlu ol e mi?! :)


Ertesi gün herkes kendi halinde uğraşlarla meşgulken..



Menajerlerinden telefon geliyor.
"İyi çalışın, akşama oyunculuk yetenekleriniz değerlendirilecek" diyor.

Gittikleri yerde oyunculuklarını değerlendirecek olan bayan,
onlardan kızgın sevgili rolünü canlandırmalarını istiyor.


Hyon Be, Shiri filminde Choi Min Shik'in canlandırdığı Park Mu Young karakterini seçiyor:



Sang U, A Bittersweet Life filminde Lee Byung Hun'un canlandırdığı Sun Woo karakterini seçiyor:



Min Kyu, Shining Inheritance dizisinde Lee Seung Gi'nin canlandırdığı Seon Woo Hwan karakterini seçiyor:


Ce Yong, The Greatest Love dizisinde Cha Seung Won'un canlandırdığı Dokko Jin karakterini seçiyor:



Büyük Song Cin, City Hunter dizisinde Lee Min Ho'nun canlandırdığı Lee Yoon Sung karakterini seçiyor:



Küçük Song Cin, Audition of Miracle programından Joo Min Ha'nın canlandırdığı bir skeci seçiyor:
(İzlemek isteyenler için canlandığı kısmın orijinal videosu *şurada*)



Tahmin ettiğim gibi İn Dok'un bir Çin geçmişi var. Çin'de okumuş :)

Çin'de de yayınlanmış olan Friend, Our Legend dizisinde Kim Min Joon'un
canlandırdığı Lee Joon Suk karakterini seçiyor:


İn Dok hayranları için bir kaç ekran görüntüsü:
(Üstlerine tıklayıp daha büyük hallerini görebilirsiniz)





Hyon Cun giriş kısmında feci dağıttığı için herhangi birini canlandırma bölümüne geçemiyor.
Bağırarak ağladıktan sonra "Yapabileceğimi sanmıyorum" diyor.


Dişleri bu kadar sarı birini ekranda hiç görmemiştim :O

Hyon Cun'un giriş kısmının videosu:


Ertesi gün Ce Yong,Min Kyu,Hyon Cunve büyük Song Cin'i basket oynarken izliyoruz :)



Çocuk zayıflıktan kopacak :O

Oturduklarında Hyon Cun dünkü ağlamaklı performansından dolayı çok utandığını söylüyor :)


Min Kyu ise "Abini gülmekten öldürdün" diye dalga geçiyor :D


Hani Ce Yong'u hep birilerine benzetiyoruz ya burada da Rain'i andırıyor sanki değil mi? :)


Menajerleri gelip onlara Jung Il Woo'nun yeni başlayacak dizisi
Flower Boy Ramyun Shop dizisinden söz ediyor.
Ve seçmelere 4 kişinin katılacağını söyleyip onları şaşırtıyor :)

Şaşkın bakan gominam çocuklar :)

Ve bir sonraki bölümde neler olacak:


Jung Il Woo& Lee Chung Ah ile tanışma


Min Kyu'nun sevgilisiyle tanışma
(Şok Şok Şok:Min Kyu'nun sevgilisi varmış yaaaaaaaa :D)


Hyon Cun ile İn Dok arasındaki gerginliğin artması

Yazıyı bitirmeden yeni aralarına katılan elemanla ilgili bir kaç bir şey söyleyeyim.

Adı Park Seong Jin. 90 doğumlu ve mesleği modellik.

Yeni bölüm çok heyecanlı olacağa benziyor! Bu uzun yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım eğlenmişsinizdir :)

Yeni bir yazıda görüşmek üzere ^^

"Oh! Boy" Jung Il Woo ile Hangi Taş Arkadaş Olacak?

$
0
0

Yeni bir Oh! Boy yazısı ile karşınızdayım. Okumayanlar
  • program tanıtımı ve 1. bölümü içeren yazımı *şuradan*,
  • 2. bölüm yazımı ise *şuradan* okuyabilirler.
3. bölümde ne olduğunu okumadan önce izlemek isteyenler için:
Program 7 hafta sürecekmiş bu arada. Bir sorun olmazsa 7 haftanın da özetini yazacağım. Ruh halime bağlı olarak bu yazıdaki gibi gecikmeler olabilir. Eğer yazılarımı okuyorsanız yorum yazarak beni motive edebilirsiniz... "Harikasın, muhteşemsin" tipi şeyler yazarak suyuma gidin anlamı çıkmasın bu cümleden :) Yorumlarınızı görmek benim için yazmaya teşvik edici bir şey, onu kastettim. Başlayalım mı öyleyse? Hadi bakalım :)

Hatırlayacak olursak en son 2. bölümde oyuncukları değerlendirilmek üzere herkes bir performans sergilemişti.

Oyuncu koçu bayan ve menajerlerinin performansları değerlendirdiğini görüyoruz.
Sonuç olarak, Jung Il Woo'nun başrolünde oynayacağı
Flower Boy Ramyun Shop dizisinin elemelerine katılmak için seçilen 4 kişi:

Do Sang U


Hvang İn Dok


Co Song Cin



Ve son olarak da Dong Hyon Be oluyor.



[49 Gün Kala]1. Kısım:<Flower Boy Ramyun Shop>Seçmeleri
-Jung Il Woo'nun arkadaşını oynayacak kişi kim olacak?-



Asıl elemeler için gelmiş seçilen 4 yarışmacımızı görüyoruz.


2'li olarak içeri alınıyorlar ve ilk ikili Sang U ile Song Cin oluyor.



Song Cin'e "Kaldır bakayım şu saçlarını da güzel yüzünü görelim" diyorlar :)
Onları tanımak için başka sorular da soruluyor.



Sonra Sang U oyunculuğunu konuşturuyor.



Song Cin "Bayağı çalışmış olmalı?!" diye içinden geçiriyor.



Song Cin de oyunculuğunu sergiliyor.



Sonra birden kapı çalınıyor. O da kim?


Evet, Jung Il Woo'nun ta kendisi! :)



Bu arada bekleme salonunda duran Hyon Be ve İn Dok,
Flower Boy Ramyun Shop dizisinde esas kızı oynayacak olan
Lee Chung Ah'yı farkediyorlar.
Hyon Be yanına gidip tanışıyor ve imzasını istiyor :)
"Dizide beraber oynayabiliriz belki" diyor.



Menajerleri onların sırası geldiğini söyleyene kadar sohbet ediyorlar.



İn Dok epey küfürlü bir performans sergiliyor.
Zaten izlerken kelimeleri tek tük seçerek anlamak için elimden geleni yapıyorum
bir de söylediklerinin yarısına sansür girince söylediklerinden bir şey anlamadım :/



Hyon Be ise deli adam performansı sergiliyor.





Oyunculukları değerlendiriliyor ve sonucu açıklamak için yanlarına çağırıyorlar.



Seçilen kişi Sang U oluyor.



Sonra Min Kyu, Ce Yong ve büyük Song Cinüçlüsünün menajerleri ile buluştuğunu görüyoruz.



Song Cin saç modeli ise o biçim :D Ama yakışmış velede :P
Eski moda bu saç modelinin 90'lı çocukta bu kadar güzel duracağını kim tahmin ederdi? :D
Bunu söyleyen kişinin de 90'lı olduğu ayrıntısını es geçiyoruz, evet :)



Menajerleriyle konuşuyorlar ve onlara
"Sang U'nun seçildiğini biliyorsunuz değil mi?" diyor.
Biliyorlarmış :)



[35 Gün Kala]2. Kısım:Min Kyu'nunKız Arkadaşıyla Tanışma
-Kız Arkadaşına Rakiplerini Gösteren Min Kyu-



Menajerleriyle konuştuktan sonra üçlümüz bir araba gezisine çıkıyorlar.



Min Kyu'nun bir yerde durduğunu ve arabadan çıkarak
bir ayakkabı mağazasına girdiğini görüyoruz.



Sonra içerideki bayanla bir samimiyet bir samimiyet ki sorma! :D




Şunlara bak hele sen! :D


İçine girseydin, yuh artık :P
Bu cümle hoş olmadı sanki ama hani öyle derler ya lafın gelişi :/

Kore dizilerinde pek görmeye alışık olmadığımız sahneler bunlar :)
Tatlı bir çift ama, ben sevdim^^



Bir de Min Kyu'nun sevgilisinin yanında sergilediği "aegyo" var ki
gel de yanaklarını mıncırma şimdi!

Sevgilisi:Kiminle geldin?
Min Kyu:(Omuzlarını sallayarak)Arkadaşlarımla..


İşte bu hareketi ben de yapmak istemiştim ekran başında izlerken! :D


Sevgilisinin gözlerinde yuvarlak lens olduğu gözümden kaçmadı :P
Hoş bir bayan^^ Olgun birine benziyor. Sanırım Min Kyu'dan 4 yaş filan büyükmüş.


Sonra dışarı çıkıyorlar ve Min Kyu sevgilisini arkadaşlarıyla tanıştırıyor.
Song Cin, kızı TV'de görmüş daha önce. Ayakkabı tasarımcısı olduğunu hatırlıyor :)
Birlikte gezmeye gidelim diyorlar.
Min Kyu'nun sevgilisi "Siz ikiniz benim arabamla gelebilirsiniz" diyor.
Zengin yani kadın :D Elit Min Kyu kendi standartlarında birini bulmuş anlaşılan.



Song Cin içinden
"Sevgililerle birlikte gezmek hiç hoş değil..
Cidden hoşlanmadım bu fikirden."
diye geçiriyor.



Arabalara atlayıp gezecekleri yere gidiyorlar.



Güzel bir yer :)



Yalnız erkek erkeğe çok romantik olduğu söylenemez! :D



Min Kyu ile sevgilisi ortamın tadını çıkarırken,



Song Cin onları kıskançlıkla izliyor.
Ve "Neden bizi de çağırdılar ki sanki?!" diye yakınıyor :)





Yalnız, abla cidden kısa. Ayağındaki topuklular 15 cm vardır herhalde.
Yine de Min Kyu'yu kapmış, vay anasını!
Bir kaç taktik almam gerek ondan :P
Bu arada Min Kyu'nun 1.89 olduğunu söylememiştim sanırım :)



Min Kyu sevgilisine "Arkadaşlarım hakkında ne düşünüyorsun?" diye soruyor,
o da "İyi çocuklara benziyorlar. Ama Song Cin'e dikkat et, sana rakip olabilir" diyor..



[32 Gün Kala]3. Kısım:<Flower Boy Ramyun Shop>Çekimleri
-Jung Il Woo & Le Chung Ah ile rol alan Do Sang U'yu Ziyaret-



Büyük Song Cin ve Hyon Be, Sang U'yu ziyaret için Flower Boy Ramyun Shop setine gidiyorlar.



DizideSang U(en sol),Jung Il Woo'nun arkadaşı rolünde olacak :)


Sang U'yu izlerken Song Cin kıskanç "peh" bakışları atıyor :/





Hyon Be daha önce tanıştığı Lee Chung Ah'ya getirdiği şifalı içecekten veriyor.



Birlikte fotoğraf çekiliyorlar :)



Yukarıdaki gibi çıkıyor.



Sonra çekimlere ara verince Sang U yanlarına geliyor.
Sıcak bir karşılama, sevdim ben bu Sang U'yu^^



"Gelin yönetmeni selamlayın" diyor.



Yönetmenle tanışıyorlar. Hyon Be ona da şifalı içecekten veriyor.



Sonra Jung Il Woo ile de kısaca konuşuyorlar.
Jung Il Woo onlara gülümsese de pek takmıyormuş havalarında açıkçası :)
Ona da bir şifalı içecek veriyor Hyon Be.
Sonra setten ayrılıyorlar.



Menajerleri onlara içlerinde kazanan kişi dizide bir müzik grubu üyesi olarak rol alacağı için
bundan sonra vokal eğitimi de alacaklarını söylüyor.



[30 Gün Kala]4. Kısım:YB BandHeo Joon ile Tanışma
-Müzik Dizisi için Vokal Eğitimi Başladı-



Vokal eğitimi için YB Band gitaristi Heo Joon'un yanına gidiyorlar.



Heo Joon kimdir, YB Band nedir merak ediyorsanız:



Heo Joon onlara ne yapmak istediklerini soruyor.
  • Minik Song Cin gitar,
  • İn Dok gitar ve vokal,
  • Hyon Be bateri ve vokal,
  • Geri kalanlar ise vokal diyorlar.





Min Kyu'nun leopar desenli telefon kabına bayıldım :P

Merak edebileceğinizi düşünüp videodan şarkı söyledikleri kısmı kestim
ve youtube'a yükledim:
(Videonun uzunluğu 2 dakika 47 saniye)




Sonra eleştiri kısmına geçiliyor.



Ce Yong, büyük Song Cin ve Min Kyu hariç herkes hakkında bir eleştiri yapıyor.
Ve bölüm burada pat diye bitiyor :/

Hönk diye kaldım ekran başında ve devamını izlemek için 3. bölüm videosunun
başka bir versiyonunu daha indirdim ama o da aynı yerde kesti.
Sonu hiç olmamıştı yani :(

Açık konuşmak gerekirse en sevmediğim bölümdü bu, olaysız geçti.. Sıkıcı bir şekilde anlattıysam affola ^^'

Gitmeden önce Sang U'nun sizler için Kore medyasında arayıp bulduğum Flower Boy Ramyun Shop dizisinin galasından fotoğrafları:










Hangisi olduğunu çıkaramayan varsa her fotoğrafta en soldaki. İğrenç giyinmiş, evet biliyorum..

Bu da Sang U'yu bir kaç saliseliğine görebileceğiniz Flower Boy Ramyun Shop dizisinin fragmanı:



Sang Uhakkında ek bilgi: 2011'de bir araya gelmiş The Hamilton Hotel isimli grubun vokalistiymiş. İndie/bağımsız bir gruba benziyor. Hakkında pek bilgi yok ama youtube'da şu videolarını buldum:



Bu arada yazı başlıklarında bir "taş"tır gidiyorum, başıma taş düşmese bari :P :) Hmm... Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar evet^^ 4. bölüm yazısını da en kısa zamanda yazmaya çalışacağım. Çok eğlendiğim bir bölümdü o yüzden yazması daha zevkli olacaktır. Umarım okurken eğlenmişsinizdir. Yazının başında da dediğim gibi yorumlarınızı bekliyorum^^


Alakaya maydanoz kapanış görseli^^
Viewing all 50 articles
Browse latest View live